Kurdistan Real Estate

Kurdistan Real Estate Market
-www.realestateinkurdistan.com/

YekSter


Dünya’nın En Büyük Kürtçe Müzik Arşivine Sahip YekSter Sitesi Yayında

Bünyesinde 4 parça Kürdistan’dan Kürtçe müziği konusunda klasikleri ve dengbejleri barındıran, arşivinde yaklaşık 1 milyon Kürtçe müzik bulunan YekSter web sitesi yayın hayatına başladı.

Kürt müziğinin dengbejleri, klamları, stranları, klasikleri, ağıtları ile varolan tüm zenginliğini gözler önüne sermek amacıyla kurulmuş bir site olan YekSter, web sitesinin anlaşılır kullanılabilirliği ile de göz dolduruyor.

“Müzik evrenseldir, Kürtçe değilse” algısını yerle bir etmek adına önemli bir çalışma olan YekSter web sitesi, 4 parça Kürdistan’dan her tarz da Kürtçe müziği bünyesinde barındırması ile dikkatleri çekiyor.

Ciwan Haco Sarkilari

Ciwan haco şarkı listesi dinle playlist
http://yekster.com/726148E6LST

Kurd fizy sitesi yayinda

www.yekster.com web sitesi yayına açıldı, sitenin amacının sadece Kürtçe müzikleri içerisinde barındıran bir web sitesi

Alman parlamenterler: Necdet Ozel savas suclusu

BERLİN - Yeni Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in Şırnak'ın Ballıkaya köyü yakınlarında 20 PKK gerillasının kimyasal silahlarla öldürüldüğü operasyonu komuta ettiğine dair görüntülere Türk hükümeti sessizliğini sürdürürken Alman Sol Parti harekete geçti. Aralarında 5 Federal Meclis üyesinin de bulunduğu bir grup Sol Partili başbakan Erdoğan’a “Savaş suçu işlediği iddia edilen bir generalle Kürt sorunu çözülmez” çağrısı yaptı.

11 Mayıs 1999 günü Şırnak'ın Silopi İlçesi'ne bağlı Ballıkaya (Bilika) Köyü yakınlarında çıkan çatışmada onlarca kayıp veren Türk ordusu daha sonra kuşatmaya aldığı PKK gerillalarına karşı kimyasal silah kullanmış, olayda 20 gerilla yaşamını yitirmişti. Çatışmaya katılan bir asker tarafından sızdırılan görüntüler geçtiğimiz gün hem Roj TV’de hem ANF’de yayınlandı.

Görüntülerde operasyonun birkaç gün sonra yeni Genelkurmay Başkanı olacak olan Necdet Özel tarafından komuta edildiğinin görülmesine rağmen Türkiye’den henüz bir tepki gelmezken, konuyu Sol Parti Almanya’nın gündemine taşıdı. Zira katliam yaşandığı dönemde de konu Demokratik Sosyalizm Partisi (PDS) tarafından Alman meclisinin gündemine getirilmişti.

Şimdi ise katliamın işlendiği operasyona Necdet Özel’in komuta ettiğinin ortaya çıkması üzerine bir grup Sol Partili harekete geçti. Federal Meclis üyeleri Ulla Jelpke, Andrej Hunko, Ingrid Remmers, Heidrun Dittrich, Harald Weinberg, Hamburg Meclis üyesi Cansu Özdemir, Hessen Eyalet Üyesi Barbara Cardenas, Kuzey Ren Vestifalya Meclis Üyesi Bärbel Beuermann, Sol Parti Aşağı Saksonya Başkanı Yılmaz Kaba ile Özgür Gündem yazarı Murat Çakır ortak açıklama yaparak Özel’in geçmişine dikkat çekti.

Özel’in genelkurmay başkanı olmasıyla da savaş suçu işlediği iddia edilen bir generalin Türk ordusunun başına geleceği belirtilerek şu çağrı yapıldı: “Türk başbakanı Erdoğan böylesi tavırlarıyla Kürt sorunun barışçıl yollarla çözümü de engelleniyor. Özel sadece Jandarma komutanıyken Kürt bölgesindeki ölüm, işkence ve şiddetten de sorumlu değildi, 1999 yılında Kürt gerillalarına karşı kimyasal silah kullanılmasını komuta etmişti.”

Açıklamada Billika’daki katliamın Federal Meclis’in PDS’li üyesi Ulla Jelpke tarafından gündeme geldiği belirtilerek, 2010 yılında ise yine kimyasal kullanılmasına ilişkin verilen soru önergesine Alman hükümetinin şu yanıtı verdiği hatırlatıldı: “Türkiye ile 29 Nisan 1997’de yürürlüğe giren ve kimyasal silahları yasaklayan anlaşma imzalandı.”

ANF NEWS AGENCY

AKP Batman milletvekili Ahmet İnal'in skandal ses kaydi



BATMAN - Bir süre önce Hizbullah'a yakınlığıyla gündeme gelen AKP Batman milletvekili Ahmet İnal, Beşiri ilçesi müftüsü Hasan Aksoy'u bir yakınının tayini nedeniyle arayarak tehdit ettiğini belgeleyen ses kayıtları ortaya çıktı. Aksoy'un İnal'ın tehditlerinin ardından Beşiri'deki görevinden alındığı bildirildi.

ANF'nin ulaştığı ses kayıtlarında Ahmet İnal, Beşiri ilçesi Merkez Camii'nde görev yapan eniştesi Recep Yeşil'i Van'ın Gercüş ilçesinin Kayapınar beldesine tayin ettiren müftü Hasan Aksoy'u sürgünle tehdit ediyor. Bununla da yetinmeyen İnal, Aksoy'a “Müftü bey haddini bil, bölgeyi karıştırma seni orda kepaze ederim bütün ahaliyi senin üzerine gönderirim, eniştemin bir kılına kıpırdasan seni perişan ederim” diyor.

Alınan bilgilere göre olayın öncesi ise şöyle gelişti. İnal, eniştesi Recep Yeşil'i nüfuzunu kullanarak Beşiri merkez camisinde kadrolu olarak imam yapar. İmam Yeşil, cami yerine cemaat imkânları ile şehir merkezinde kurulan medrese ile daha çok ilgilenmeye başlar ve camiiye uğramaz olur. Kendisine gelen şikayetler üzerine Beşiri Müftüsü Hasan Aksoy imam Recep'i çağırarak “propaganda ve medrese yerine camii ile ilgilenmesini” istier. Recep Yeşil ise buna karşılık Müftüyü kayınbiraderi Ahmet İnal ile tehdit eder. Ancak tehditlere aldırmayan Müftü, İmam Recep Yeşil’in tayinini Beşiri’den Gercüş’ün Kayapınar beldesine çıkartır.

Tayin edildiği haberini alan Yeşil, Müftüye gidip “şimdi göreceksin” der ve aradan kısa bir süre geçmesinin ardından milletvekili Ahmet İnal, Müftüyü telefonla arar.

AKP'li İnal ile Müftü arasındaki konuşma şöyle:

Ahmet İnal: Alo

Hasan Aksoy: Alo buyrun

A.İ: Müftü Bey merhaba

H.A: Merhaba

A.İ: Nasılsınız

H.A: Teşekkür ediyorum efendim

A.İ: Müftü efendi. Orada benim bir eniştem var, Recep Yeşil.

H.A: He

A.İ: Siz onun yerini değiştirmek falan mı istiyorsunuz?

H.A: Evet

A.İ: Niye

H.A: Burada artık dayanılmaz çekilmez bir sorun haline geldi efendim.

A.İ: Ne olmuş

H.A: Hem görevini yapmıyor, hem...

A.İ: Ne yapıyormuş beyefendi. Adam 24 saat cemaatin içerisinde ders veriyor. Ne yapmış? Cemaate ne yapmış? Şikayet mi gelmiş sana?

H.A: Evet şikayet gelmiş. Bana hakaret...

A.İ: Ne gelmiş şikayet sana?

H.A: Bana hakaret ediyor efendim...

A.İ: Sana nasıl hakaret ediyor? Ne yapmış sana müftü efendi. Kendi halinde adam. Medresesiyle meşgul cemaatiyle meşgul. Beşiri'den ayırdığı bir insan değildir. Kendi kendine kıskanıyorsun sen onu.

H.A: Vallahi öyle değil.

A.İ: Vallahi de öyledir müftü efendi. Haddini bil.

H.A: Ya rica ederim ben şimdi.

A.İ: Bir saat seni orada … bıraktırmam ha. Bir saniye bıraktırmam. Bütün Beşiri'yi senin başına musallat ettiririm, seni kepaze ettiririm ha.

H.A: Nasıl nasıl?

A.İ: Sen ne istiyorsun bu adamdan?

H.A: Efendim siz konuyu bilmiyorsunuz...

A.İ: Bırakınız atmayı. Bunu yapamazsın söyleyeyim. Haddin değil bunu yapmak. Kendi halinde istiyorsun oradan çek git. Tayinini çıkartırım gidersin oradan. Karıştırmaya hakkın yok orayı.

H.A: Ya karıştırmıyorum...

A.İ: Müderris bir adamı herkes tutuyor diye tutuyorsun. Devlet neyle uğraşıyor sen neyle uğraşıyorsun.

H.A: Benimle alakası yok yani.

A.İ: Senin de alakan vardır.

H.A: Yoktur.

A.İ: Vardır. Bak orada onun bir kılını kıpırdarsan seni orada perişan ederim. Haddini bil orada. Bak ilk defa konuşuyorum. Böyle ağır bir şekilde konuşuyorum. Zaten yabancısın çeker gidersin oradan tayinini istersin. Oradan istiyorsan ben şimdi senin tayinini alırım oradan. Otur oturduğun yerde gününü say git oradan. Yapamazsın bunu. Bak bunu söylüyorum. Böyle ağır konuşuyorum. Otur oturduğun yerde. Gününü say git oradan. Bölgeyi sana diyorum karıştırma.

H.A: Ben karıştırmıyorum görevimi yapıyorum.

A.İ: Sen karıştırıyorsun.

H.A: Ben karıştırmıyorum.

A.İ: Otur oturduğun yerde. Otur oturduğun yerde süren bittiğinde s... olup çeker gidersin.

H.A: Ya müsade edin bir de ben söyleyeyim.

A.İ: Hayır müsade etmiyorum sana.

Ee tamam siz bilirsiniz o zaman.

(Ahmet İnal telefonu Aksoy'un yüzüne kapatıyor)

SÜRGÜN EDİLDİ

Bu konuşmadan sonra Hasan Aksoy Beşiri ilçesindeki müftülük görevinden alınıyor ve başka bir yere tayin ediliyor. İnal'ın eniştesi Recep Yeşil ise kadrosu Gercüş’ün Kayapınar beldesi olmasına rağmen hala Beşiri de medrese ve halk içinde propaganda yapıp cemaat kuruyor. Müfettişlerin incelemeleri de bir şekilde (!) boşa çıkıyor.

ANF NEWS AGENCY

Mahsum Korkmaz Agit

1956 yılında Silvan’da dünyaya gelen Mahsum Korkmaz Silvan yatılı ilköğretim okulunda okudu. Mahsum, daha bu yaşlarda kardeşleriyle yaptıkları büyüyünce ne olacaksın tartışmalarında asker olacağını ve savaşacağını net bir biçimde vurguluyordu. Yıllar sonra, Frankfurt’ta ablasıyla yapılan bir ropörtajda haksızlığa karşı tavrını net bir şekilde ortaya koyduğu görülüyordu: “Hiç unutmam bu yıllarda Kürtçe yasaktı. Biz de yeni yeni Türkçe öğreniyorduk. Okuldaydık. Babamın kamyonu devrildiği için eve gittim. Okula döndükten sonra Mahsum bana ‘ne olmuş’ dedi. Ben de kamyonun devrildiğini söyledim. Türkçe iyi bilmediği için ‘devrildi’ kelimesini anlamadı. Ve ne anlama geldiğini sordu: Ben de Kürtçe ‘qelibiye’ dedim. Öğretmen de bizi dinliyordu. O anda bana bir tokat vurdu. Yüzüm şişti, hastaneye yatırıldım. Bunun üzerine bana çok kızdı ‘abla sen neden sustun, niçin karşı çıkmadın’ diyerek, hep tepki gösterdi. O cesurluğu, sanki altı yaşında bir çocuk değil de 20 yaşındaki bir genç gibi geliyordu. Kendi kendine yemin ediyordu, ‘ben büyüyünce bunları vuracağım, bu tokatın intikamını alacağım’ diyordu.”
Bu olaydan sonra Mahsum, yatılı okuldan ayrılır. Daha sonra okula ablasını ziyarete gelir, ancak okula sokulmaz. O diretir. Görevli kapıyı kapatmaya çalışır, o bırakmaz ve elini araya sokar. Bu esnada baş parmağı kopar.
1970 yılında Batman’a taşınırlar. Tam da o dönemlerde Batman’da demokratik kurumlar açılmış, Mahsum Korkmaz da sürekli derneklere gidip gelmeye başlamıştır. Sosyalist kitaplara yoğunluk vererek kendisini geliştirmeye çalışmaktadır ve kafası sürekli sosyalist devrimlerle doludur. Bu arada lisede Kürtlerle ilgili öğretmeniyle yaptığı tartışma kavgaya dönüşür ve öğretmeni döver. Batman’daki ortamda lisede öğretmene karşı çıkışıyla birlikte kendini herkese kanıtlamıştır. PKK önderliği bu yüzden Mazlum Doğan’ı Batman’a gönderir. Mazlum ve Kemal’ler bölgeye geldikten sonra zaten artık kimse onu tutamaz. Başta Batman, Silvan ve Botan olmak üzere birçok yerde faaliyet yürütür.
1975-80 arasında bölgede örgütlenme çalışmaları yürütmektedir. 1980 darbesinden sonra Mahsum ve arkadaşları bölgeden ayrılır.
Mahsum Korkmaz’ın kişiliğinden etkilenen bir çok genç ve arkadaşı onunla birlikte mücadele için Batman’dan ayrılmıştır. O il ve ilçelerden başlayarak köylere kadar komiteler biçiminde örgütlenme planını gerçekleştirmek için uğraşır. Küçük birliklerin giderek ordulaşmaya ulaşması için çalışmanın, eylemliliğin gerekliliğine inanmaktadır, üslerin ülkenin her karış toprağına serpiştirilmesi mücadelesini verir. Kesintiye uğramayacak ve giderek büyüyecek bir savaşın özlemini duymaktadır. Mahsum, PKK’nin Lübnan alanına çekilen ilk kadrolarının arasındadır. 15 Ağustos atılımı ile birlikte Agit ismi iyice belleklere yerleşmeye başlar; çünkü Agit, 15 Ağustos Atılımı’nı “14 Temmuz Silahlı Propaganda Takımı”nın komutanı olarak gerçekleştirmiştir. Mahsum Korkmaz’ın öncülüğündeki gerilla birliğinin yaptığı bu baskından sonra devlet onu yakalamak için operasyonlar düzenlemekte, annesinin ve babasının kaldığı eve sürekli baskınlar yapmakta ve oradakileri dayaktan ve işkenceden geçirmektedir.
Agit, yürüttüğü eylemliklerle birlikte kimileri için bir korku, kimileri içinde bir umut oldu. PKK’nin askeri kanadı olan HRK’nin ilk komutanı olan Agit, 28 Mart 1985 gecesi çıkan çatışmada ilk vurularak ölenlerdendi. O bir komutandı ve kurşunları ilk o göğüslemeliydi, öyle de oldu...

Heval

Kurdish Music