PKK 10. Kongresi'nden notlar
Kalabalık bir gerilla grubu ile yola çıktığımızda bize bir toplantı olacağı söylenmişti. Ancak gideceğimiz yere ulaşana kadar hiçbirimiz yapılacak olan toplantının PKK'nin 10. kongresi olduğunu bilmiyorduk. Sürekli keşif uçaklarının gezdiği, zaman zaman bombardımanların gerçekleştiği bu alanlarda böylesi bir bileşimle kongre yapmak büyük bir riski barındırıyordu. Ama bu risk göze alınmıştı.
Uzun bir aradan sonra gerçekleşen PKK kongresi özel bir içeriğe sahipti. Beni şaşırtan ilk husus kongrenin ismi oldu. Yapılan kongreye 10. Kongre denmesinin nedenini sorduğumuz Duran Kalkan, bunu Kürt halkının kimliği olarak PKK geleneğinin kendisini yenilenme ve değişim dönüşüm temelinde sürdürmesi olarak ifade ediyor. Resmi olarak PKK 8. kongresinden sonra isim değiştirmiş, daha sonra 2005 yılında da yeniden yapılanma kongresini gerçekleştirmişti. Bu anlamda yeniden yapılanan PKK'nin 2. tarihsel açıdan ise 10. PKK kongresine katıldık.
Hazırlık çalışmaları PKK okulu öğrencilerinden
Hummalı bir hazırlık çalışmasıyla karşılaştık kongre alanına vardığımızda. Kongre hazırlığını PKK okulu öğrencileri yürütüyordu. Kongre salonun hazırlanmasından mutfak, fırın, delegelerin kalacağı yerlerin hazırlamasına kadar tüm çalışmalar onlara aitti. Büyük bir heyecan ve coşku göze çarpıyordu. Aralarında daha önce hiç kongreye katılmamış olanlar ve PKK'nin öncü kadrolarını ilk kez görecek olanların heyecanı ise çok daha fazlaydı. Şilan, Hevidar ve Deyndar bu heyecanlarını en fazla yansıtanlardandı.
Hevidar eski bir gerilla 91'de katılmış gerilla saflarına. Ama ilk kez bir kongreye katılıyormuş. Ona delege olarak seçildiği haber verildiğinde buna inanmamış, arkadaşları şaka yapıyor diye sanmış. Daha sonra ise gözyaşlarına boğulmuş. Arkadaşları onun bu duygusallığından oldukça etkilenmişler.
Şilan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın esaretinin ertesi günü 16 şubat 99'da katılmış gerilla saflarına. O da 'ben partiye katılırken en büyük hayalim Cuma arkadaşı (Cemil Bayık) görmekti' diyor. Cemil Bayık'ın geldiğini duyduğunda koşarak onun yanına gidip sarılıyor ve bütün gün onun yanında sessizce oturup onu dinliyor ve en büyük hayaline ulaşıyor. Sonra koşarak mangasına gidip günlüğüne yaşadığı duygularını yazıyor.
Bir de Deyndar var tabii, bizim heyecanlı gruptan. O da ertesi gün PKK'nin öncü kadrolarının geleceğini duyduğunda bütün gece uyuyamamış. Ertesi gün onu günlük subay olarak görevlendiren arkadaşları heyecana kapılan Deyndar'ın tüm işini kendileri yapmak durumunda kalmışlar.
Kongre öncesi son çalışmalar
Kongre salonunun dekorasyonu en çok uğraştıran ve dekoratörler de sanırım hazırlık çalışmalarında en çok yorulanlardandı. Belki onlar diğer arkadaşları gibi çok fazla kazma, kürek işleri, yük taşıma gibi ağır işleri yapmadılar, ama tüm hazırlıklar tamamlandığında ve kongrenin başlamasına yarım saat kala dahi dekoratörler stresli bir çalışmayla işlerine devam ediyorlardı. Bu durum artık delegeler içerisinde de espri konusu olmaya başlamıştı. Daha sonra dekorasyonun neden bir türlü bitmediğini daha iyi anladık.
Kongre salonu çok büyük değildi, ama oradaki her pankart ve resim yapılacak olan çalışmanın ağırlığına denk bir mesajı içermeliydi. Dolaysıyla büyük bir hassasiyet ve özen gerektiriyordu, bu da oldukça zor bir işti. Üç dört pankartın girebileceği salonda her konuda bir mesajı yansıtmak zordu. Bu nedenle defalarca pankartları asıp indirmek, yeniden yazmak durumunda kalmışlar. Aynı durum Kürdistan özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlerin resimlerinin seçilmesinde de yaşanmış. Ama sonuçta az, ama öz resim ve pankartla verilmek istenen mesaj yansıtılabilir hale gelmişti.
Divanın hemen arkasında Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın resminin iki yanına PKK'nin kurucu kadroları Mazlum Doğan, Hayri Durmuş, Kemal Pir ve Haki Karer'in büyük fotoğrafları, salonun diğer ucunda divanın tam karşısında ise PKK yeniden inşa komitesi üyesi Viyan Soran ve Nuda Karker, onların hemen yanında da büyük komutan Adıl Amed'in fotoğrafları vardı. Yani ilk PKK'nin kurucuları ve yeniden yapılanan PKK'nin kurucularından yaşamını yitirenler özellikle seçilmişti.
'Bayramınız kutlu olsun'
Delegelerin tümü kongre alanına ulaştıktan sonra aralarında Murat Karayılan, Cemil Bayık, Duran kalkan, Mustafa Karasu ve HPG üst düzey komutasından ve özgür kadın hareketi temsilcilerinin bulunduğu bileşim tamamlandı. PKK yöneticileri tek tek delegelerin hepsiyle selamlaşırken Cemil Bayık'ın herkesi tek tek öperek bir hafta öncesinde her yerde coşkulu eylemlerle kutlanan 15 Ağustos için 'bayramınız kutlu olsun' demesi dikkatimi çekmişti.
Kongre 21 Ağustos'da başladı
Kongre 21 Ağustos günü başladı ve 30 Ağustos günü sona erdi. Murat Karayılan'ın 'bu tartışmalar hepimiz için bir yıllık bir eğitim değerindedir' sözü de yapılan kongredeki tartışmaların derinliğini dile getiriyordu. Zaman zaman oldukça duygusal anların yaşandığı, ağır eleştiriler kadar gerçekleşen çözümleme düzeyinin yarattığı atmosfer delegelerin ifadesi ile 'sarsıcı ama güç, güven ve kararlılık yaratan' bir etkiye sahipti.
Eleştiri, özeleştiri de en güçlü kongre
Daha önce diğer kongrelere de katılmış olan ve hareket içerisinde uzun zamandır yer alan delegelerin birçoğu Öcalan'ın esaretinden bu yana hareket içerisinde eleştiri-özeleştiri bakımından en güçlü kongre olduğunu ifade ediyorlardı. Başta en üst yönetim olmak üzere tüm PKK meclisinin tek tek eleştiri özeleştiri platformunun da yapıldığı kongrede temel vurgu noktalarından biri Abdullah Öcalan'ın kendi esaretini ifade ederken belirttiği 'yetersiz yoldaşlık' tanımlamasının değerlendirilmesi ve tüm kadroların bu konuda kendilerini sorgulayarak buna neden olan kişilik özelliklerinin aşılması açısından eleştiri-özeleştiriye özel bir önem atfedilmişti.
Kongre sloganında Öcalan'a vurgu
PKK 30. yılında 10. kongresini gerçekleştirirken PKK'nin güçlü geleneği ile bugüne taşınan değerler bu anlamda değişmeyen ve Öcalan'ın ideolojik açılımları ile stratejik, paradigmatik anlamdaki köklü değişimlerini tanımlamak açısından önemli bir dönemeci ifade ediyordu. Duran Kalkan bu anlamda kongrenin sloganının 'Partileşelim, Kürdistan'ı ve Önder Apo'yu özgürleştirelim' olduğunu dile getiriyor.
Kürdistanda konfederal bir demokratik çözüm projesinin iddialı, inançlı ve fedai kadro yapısı olmaksızın gerçekleşemeyeceği bunun da ancak PKK gibi iktidarı hedeflemeden partileşmekten geçtiği kongrede ortaya çıkan temel sonuçlardan biriydi. Cemil Bayık'da bunu 'Kürdistan'da parti olmadan yaprak dahi kımıldamaz' sözü ile özetliyordu.
Cezaevinden çıkanlara çağrı
Kongrenin kapanış konuşmasında Murat Karayılan, 'Tüm eski PKK'li kadrolara sorumluluk ve görev çağrısı yapıyoruz. Bu hareketi tanımış, şimdi şehit düşmüş olan o güzel insanlarla bir şeyler paylaşmış olanlara elinizi vicdanınıza koyun ve geri dönün diyoruz. Böylesi bir tarihi süreçte görevlerinize sahip çıkın. Edindiğiniz birikim ve tecrübeleri bu halkın hizmetine sunun. Kopmuş olsanız da eğer vicdanınız kararmamışsa başta Önderliğimiz, gerillamız ve halkımızın seferberlik ruhu ile katıldığı hamlede sizlerde yerinizi alın' dedi.
Oğlunu eleştiren yaşlı gerilla
Kongrede PKK'nin kadrosal sorunları en temel tartışmalardan biriydi. Eski PKK kadrolarından cezaevlerinden çıkıp da kopmuş olanların durumları tartışılarak, bu noktada kadro politikasının eleştirisi ve özeleştirisi de yapıldı. Bu tartışmalar sırasında kendisi de uzun süre cezaevlerinde kalmış olan Mahmut Mardin'in eleştirileri oldukça ilginçti. Cezaevi politikalarından dolayı eleştirilerde bulunan Mahmut Mardin 'İyi dediğiniz, o kadar eğittiğiniz kadro gelmedi ama ben geldim' deyince delegeler gülmeye başlıyor. Bu gülüşmenin nedenini sonradan anlıyoruz. Meğerse Mahmut Mardin'in bahsettiği 'iyi kadro' kendi oğluymuş.
Şevger'in açık hava konserleri
Akşam olduğunda kongreye Avrupa'dan gelen genç bir delege saat dokuz oldu mu diye sorunca ben de merakla 'saat dokuzda bir şey mi var' diye sordum. Konser var diye yanıtladı. Şaşkınlıkla ne konseri diye sorunca, onu takip etmemi işaret etti. Birlikte oturduğumuz patikada kimseler yoktu, ben hala olan biteni anlamamış olsam da birkaç dakika sonra erkek delegelerin bulunduğu yerden gecenin ahengiyle bütünlük sağlayan flütün melodileri yükselmeye başladı. Oramar parçası ile gönüllere taht kuran gerilla müzik grubu Awazen Ciyanın elemanlarından Şewger kongreye flütünü getirmiş her akşam yıldızların altında açık hava konserleri veriyordu. Biz de o gece konsere kaçak dinleyici olarak katılmış ve flütün nağmeleriyle dalıp gitmiştik. Konser bittiğinde yatmak üzere kadın gerillaların yanına gittiğimizde orada da hep birlikte söylenen şarkılara eşlik ettik. Gerilla romantizmi dedikleri bu olsa gerek...
Gerilla halayları
Kongrenin hem uzun sürmesi hem de içerik bakımından çok yoğun geçmesinin ardından son günde doğal bir moral ortamı yaratılarak, şiirler okunup, şarkılar söylendi. Ardından delegeler sesi güzel olan gerillaları sahneye davet ederek, bütün herkesin eşlik ettiği şarkılar söylendi. Herkesin bir biçimiyle katılım sağladığı moral etkinliği gerillanın en meşhur halaylarıyla ve çekilen zılgıtlarla sona erdi.
Yıllarca birbirini görmeyip, bu kongre ortamında birbirini görme imkanı tanıyan delegeler, ayrılık zamanının yaklaştığını bilerek, son dakikalarını birlikte geçirmeye çalıştılar. Vedalaşma sırasında duygulu anlar yaşayan delegeler birbirleriyle vedalaşırken 'serkeftin' yani başarılar diyerek, alkışlarla birbirlerini uğurladılar...
PKK 10. Kongresi'nden notlar
Heval
0 yorum:
Yorum Gönder