Sefer olur zafer asla!
Kürt sorununun çözümsüzlüğünde anlaşan AKP ve ordu, 'Terör Zirvesi' düzenliyor. Diyarbakır'ın 'düşürülmesi' hedefleniyor. DTP ise, AKP'nin zaferinin asla mümkün olamayacağını belirtiyor
'Terör Zirvesi' düzenleniyor
Başbakan Tayyip Erdoğan, Kürtlerin siyasal, kültürel taleplerinin bastırılmasına dönük topyekûn savaş ilan eden ve bunun için AKP'ye misyon biçen Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un yolundan ayrılmıyor. Erdoğan, Başbuğ'un Kürt sorununun çözümsüzlüğü yönünde ortaya koyduğu çerçevede 'Terör Zirvesi' düzenleyeceklerini açıkladı.
Diyarbakır'da ısrar ediliyor
Erdoğan, demokratik açılımlar yerine, her zamanki gibi 'ekonomik yatırımlara' sarılarak Başbuğ gibi 'parayla satın alma' ve 'asimilasyon' politikalarında ısrar ediyor. Erdoğan, Başbuğ gibi Kürtler açısından sembolik değeri yüksek olan Diyarbakır'ı 'düşürmeyi' birinci hedef belirledi ve yerel seçimlere rol biçti.
'AKP'yi hezimete uğratacağız'
Başbuğ ve Erdoğan'ın Kürtleri inkar politikasına karşılık DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, 'Devlet, AKP eliyle Bölge'yi teslim almak istiyor. Yerel seçimlere de bu şekilde hazırlanıyor. Ancak biz hazırlıklıyız. Biz AKP'yi yerel seçimlerde sandığa gömecek güçteyiz, hezimete uğratacağız' dedi.
O kadar da kolay değil
İlk yurt içi gezisinde Bölge'ye giden, Kürtlerin siyasal, kültürel taleplerinin bastırılmasına dönük siyasi, psikolojik savaşın önümüzdeki dönemde yoğunlaştırılacağını açıklayan, bunun için AKP'ye yakın ekonomi kuruluşlarıyla biraraya gelerek bunlara misyon biçen Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a yine en önemli destek Başbakan Tayyip Erdoğan'dan geldi. Erdoğan, kendisi gibi 'Diyarbakır çok önemli' diyerek 'fethedilmesi gerektiği' yönünde mesajlar veren Başbuğ'un ortaya koyduğu çerçevede bu hafta içinde bir 'Terör Zirvesi' düzenleyeceklerini açıkladı.
Önceki gün Şam dönüşü uçakta gazetecilere açıklamalarda bulunan Erdoğan, haftaya 'Terör Zirvesi' toplayacağını söyledi. Başbuğ gibi Kürt gençlerinin dağa gidişlerinin önüne geçilmediğini söyleyen Erdoğan, 'Neler yapabileceğimize, neler yaptığımıza ayrıntılarıyla bakacağız. Alınması gereken önlemleri konuşacağız. Ama asıl amacımız halkı terör örgütünden koparmak. 1990'lı yıllarda dağlarda 6 bin kişi vardı, şimdi de aşağı yukarı bu kadar. Üstelik binlerce kişi de etkisiz hale getirildi. Buna rağmen katılımların önüne geçilememiş demek ki. Örgüte katılımların önüne geçmeliyiz' dedi. Erdoğan'ın bu açıklamaları, 'sonuç alıcı olmadığı itiraf edilmesine rağmen geçmişten günümüze izlenen politikalarda ısrar edildiği ve bunların da etkisiz kalacağı' şeklinde değerlendirildi.
Asimilasyon ısrarı
Erdoğan, Kürt sorununun çözümü için demokratik açılımlar yerine, her zamanki gibi yine 'ekonomik yatırımların hızlandırılacağını' belirtti. GAP'ı tekrar gündemleştiren Erdoğan, Kürtlerin asimilasyonu ve entegrasyonuna ilişkin projeler hakkında şunları söyledi: 'Amacımız bölge insanını devletle barıştırmak. Yatırımları hızlandırıyoruz. Özellikle eğitim, sağlık, ulaşım ve enerji konularında çalışmalarımız önümüzdeki 5 yılda hız kazanacak. Ilısu Barajı, önemli bir yatırım.'
Güçsüzlük itirafı
Tekrar Diyarbakır'ı gündemleştiren Erdoğan, DTP'ye karşı diğer partilerle işbirliğine gidebileceklerini söyledi. İlk olarak Diyarbakır adayını açıklayacaklarını belirten Erdoğan, 'Mart ayında yapılacak yerel seçimlerde AK Partili olmayan İzmir, Diyarbakır gibi illerin adaylarını erken açıklamayı düşünüyoruz. Diyarbakır'da DTP'ye karşı diğer partilerle işbirliği olabilir, olmaması için bir sebep yok' dedi. Erdoğan'ın işbirliği yönündeki açıklamaları, AKP'nin zayıflığı ve DTP'ye karşı güçsüzlüğünden kaynaklandığı belirtiliyor.
Diyarbakır kaledir!
Erdoğan'ın 'terör zirvesi', 'dağa katılımları engelleme', 'ekonomik paket' ve 'Diyarbakır' konularında yaptığı açıklamalar, Başbuğ'un Diyarbakır'da yaptığı ve önümüzdeki günlerde Milli Güvenlik Kurulu gündemine taşıyacağını da söylediği çerçeveyle birebir uyuşuyor. Bu da Kürt sorununda şiddet yanlısı politikada ve PKK'nin marjinalize edilmesinde ısrar eden, bunun için de Kürtlerin kültürel ve siyasi haklarını yok sayarak 'parayla satın alma' politikasını önemseyen ordu ve AKP'nin birlikte hareket ettiklerini bir kez daha gösteriyor. Başbuğ ve Erdoğan'ın Diyarbakır ısrarının ise, yerel seçimler öncesi Kürt siyasetinin etkisini, sembolik değeri oldukça yüksek olan Diyarbakır'ı 'düşürerek' kırmak amaçlı olduğu vurgulanıyor. Diyarbakır'ı 'düşürmek' için de her türlü yol ve yöntemin devreye konulacağı anlaşılıyor. DTP ise, 'Diyarbakır kaledir verilmez' diyor.
'Yerel seçimlerde AKP'yi hezimete uğratacağız'
Başbuğ ve Erdoğan'ın Diyarbakır'ı 'düşürmek' amacıyla yaptıkları açıklamaları ve Kürt sorununun çözümsüzlüğü konusundaki ısrarlarını DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş Alternatif Gazetesi'ne değerlendirdi: '22 Temmuz seçimlerinden sonra yaptığımız tespitler haklı çıkıyor. Devlet AKP eliyle Bölge'yi teslim almak istiyor. AKP'yi bir araç olarak kullanıyor. AKP izlediği politikalarla Bölge'de truva atı işlevini görüyor. Başbuğ ve Erdoğan'ın açıklamaları da bu durumu teyit etmiştir. Yerel seçimlere de bu şekilde hazırlanıyor. Ancak biz hazırlıklıyız. Halkımızın 'ædî Bes e' diyerek sürece katılması ve bizim duruşumuz yürütülen politikaları boşa çıkaracaktır. Korkumuz ve kaygımız yok. Biz AKP'yi yerel seçimlerde sandığa gömecek güçteyiz, hezimete uğratacağız. Onlar halkımızın kazanımlarına topyekûn savaş konseptiyle saldırıyorlar. Halkımız uyanık olmalı, oyunlarına alet olmamalı.'
Sefer Olur Zafer Asla!!!
Heval
0 yorum:
Yorum Gönder