Destana Egîdekî: Mehmed Uzun

Bir ömre birkaç asır sığdıran insanlar vardır...

Önemli olan yaşanılmış olan sürenin uzunluğu değil, yaşanmış olana fazla anlamlı şeyin yüklenilmesidir. Bu şanslı kişilerden biri de Mehmed Uzun'dur. O kısa ömrüne çok şey sığdırdı...

Onu bir yıl önce bugün kaybettik.

Bizi böyle çaresiz bırakıp gitti... 'O güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler...' kervanına o da katıldı.

***

Mehmed Uzun, hep sözlü kültürle anılmış Kürt kültürünün aslında pek bilinmeyen yazılı damarını belirginleştiren, Kürt edebiyatında son yıllarda görülen canlılığın öncüsü bir yazardı. Bilindiği gibi, 28 yıl yurtdışında sürgünde olan Uzun'a kötü huylu tümör teşhisi konmuştu.

Uzun, hayatının geri kalanını memleketinde geçirmek istediğini yakın çevresiyle paylaşmasının ardından, Stockholm'den İstanbul'a, oradan da Diyarbakır'a geldi. O, zaten sürgündeyken de yüreği bu topraklar için attı. Durumu ağırdı. Yine de epey direndi.

Kendi deyişiyle;'ölümsüz birey yoktur ama bireyler tarafından yaratılan ölümsüz eserler vardır. Evet... ve bu eserlerin tümünden oluşan ölümsüz insanlar vardır.' İşte Mehmed Uzun da bu ölümsüzlerden biridir.

***

Yaşadığı sıkıntılar bir halkın, bir kültürün ve kimliğin sıkıntılarıydı. Sürgün edilmiş dünyasında bile memleket kadar sıcak bir yürekti. Zulmün mağarasında zincirlerini kırmış bir eğitti.

Mehmed Uzun'un en belirgin özelliği, edebiyatta bakir kalmış bir dili yazdıklarıyla evrensele taşıyabilmek olmuştur. Yazı hayatında gösterdiği istikrarı gözardı etmemek gerek.

Asimilasyon ve yasaklarla boğuşan bir dile romanlarıyla hayat vermeye çalıştı. Bunu yaparken, bize ait olanı genel insanlık ailesine ait olanla bütünleştirmeyi göz ardı etmedi. Bu anlamıyla ifade edersek, Mehmed Uzun'un en belirgin özelliği, edebiyatta bakir kalmış bir dili yazdıklarıyla evrensele taşıyabilmek olmuştur. Yazı hayatında gösterdiği istikrarı göz ardı etmemek gerek. Mehmed Uzun çalışkan ve üretken bir yazar profili çizdi hep.

***

Kendi sözleriyle isminin hikayesini bize şöyle anlattı:

'İsmim Mehmed. Soyadım Uzun. Doğum tarihim 01.01.1953. Herkes beni böyle biliyor... Ama bunların hiçbiri gerçek değil; İsmim, Mehmed değil, soyadım, Uzun değil, doğum tarihim bu rakamlar değil. Mehmed Uzun ne yazık ki, dünya edebiyatında sıkça görülen, özellikle totaliter rejimlerin baskı, yasak ve sansürlerinden kendilerini korumak için yazar ve aydınların ister istemez başvurdukları türden bir müstear isim de değil...

Bu tür müstear isimlere öteden beri alışkınım, Doğduğum ve büyüdüğüm yörelerde herkesin birden fazla hayatı vardı ve bu hayatların birçoğu gizliydi. Gizli hayatların da kendine özgü kodları, isimleri vardı; neredeyse tüm Kürt yazarların ismi takmaydı... Ama Mehmed Uzun, böyle bir isim değil. Mehmed Uzun, aynı zamanda benim de, ancak ben'i esir almış bir ben.

Esas ismim yasak olduğu için Mehmed oldum. Esas soyadım yasak olduğu için Uzun oldum. Bir insan olarak hiçbir değerim olmadığı, sadece ehlileştirilmesi gereken bir sürünün mensubu olarak görüldüğüm için de, en rahat şekliyle, künyeme 1.1.1953 yazıldı... Önadım Mehmed, dedemin ismi Heme'den geliyor... Heme, meme, doğduğum yörelerde gündelik yaşamda en çok kullanılan isimlerden. Ama bu isim resmi hayatta yasak; bu ismi alamazsınız, bu isimle nüfus kaydı yaptıramazsınız, bu isimle hiçbir resmi kuruma başvuramazsınız... Soyadım Uzun'a gelince, Bu da yine dedemden geliyor... Bıro dedemin dedesinin ismi. Direj de onun lakabı, yani uzun. Bıroye direj, yani uzun Biro. Ama yine isimlere ilişkin yasalara göre hem Biro 'Türk örf ve adetlerine' uygun değil hem de direj Kürtçe olduğu için yasak. Bu nedenle resmi kurumlar tarafından Bıro tamamıyla atılıyor, Direj de Türkçesiyle uzun haline getiriliyor. Bir hafızanın yok oluşu çoğu zaman böylesine dikkat çekmeyen küçük değişikliklerle gerçekleşiyor işte.'

Bu sözler bir kültürün, kimliğin trajedisini de barındırıyor içinde...

***

Bir kimliğin varlığı için, o kimliğin görünür kılınması çabası için ömrünü vermek, hayatını bizzat ona adamak, insani-entelektüel yanıyla yalnızca kendi halkının değil, yaşadığı ülkenin diğer halklarının da sempatisini kazanmak herkese nasip olmaz.

'Aşk gibi aydınlık, ölüm gibi karanlık' bıraktı bizi. Onun yaşamı bir romanına verdiği isim gibi...

(Destana Egîdekî) bir yiğidin destanıdır. Dillerden düşmeyecek bir destan. Anısına selam olsun.

0 yorum:

Heval

Kurdish Music