1 YTL gasp ettiği iddia edilen çocuğa 10 yıl ceza

Diyarbakır'da patlayan motosiklet lastiğini değiştirmek için tehdit sonucu bir öğrenciden 1 YTL gasp ettiği gerekçesiyle yargılanan 15 yaşındaki S.E, 'Silah kullanmak sureti ile nitelikli yağma' suçlamasıyla 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Karara tepki gösteren hukukçular ise kararın S.E'yi toplumdan uzaklaştırmaya yönelik olduğunu vurguladı.

Diyarbakır'ın Yenişehir İlçesi'nin Ofis Semti'nde 17 Eylül'de motosikletinin tekerleği patlayan 15 yaşındaki S.E adlı çocuk, tamir için Kayapınar İlçesi Peyas Mahallesi'nde V.D adlı öğrenciden 1 YTL istediği, V.D'nin parayı vermemesi üzerine cebindeki çakıyı kullanan S.E'nin, V.D'nin ceplerini arayarak 1 YTL'sini gasp ettiği iddia edildi. S.E, daha sonra V.D'nin başka parasının olup olmadığını kontrol etmek için ceplerini arayarak, çakı ile V.D'nin sol bacağını yaralayıp kaçtı. Olay sonrası tedavi edilen V.D için rapor hazırlandı. Raporda V.D'nin bacağındaki yaranın 'basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir' düzeyde olduğu tespit edildi. Ailenin şikâyetçi olmasının ardından S.E gözaltına alınarak, çıkarıldığı Diyarbakır 2. Sulh Ceza Mahkemesince tutuklandı. İki buçuk ay tutuklu kalan S.E, 20 Kasım'da Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde ikinci kez hakim karşısına çıktı.

'Gasp değil, ödünç aldı'

Duruşmaya tanık olarak katılan A.T, olayla ilgili şunları anlattı: 'Sanık S.E benim arkadaşım. Olay günü Peyas Mahallesi'nde bulunan Huzurkent Sitesi civarında dolaşıyorduk. S.E'nin elinde bıçak vardı. Bu sırada V.D'yi görerek yanına çağırdı. Kendisinden borç para istedi. V.D'de 1 YTL para çıkarıp verdi. Bu sırada S.E'nin elinde bulanan bıçak oymaya çalıştığı ağaçtan koparak V.D'nin bacağına değdi. Ben gasp olayına şahit olmadım. Tamamen ödünç alma olayıdır. V.D'nin yaralanması da kaza sonucu olmuştur' dedi. A.T, ayrıca olay günü S.E'nin aldığı 1 YTL'yi V.D'nin ağlaması üzerine tekrar kendisine verdiğini söyledi.

'Yağma etmedim'

Sanık S.E, bıçak göstermek sureti ile V.D'den para istediğini anlatarak, yağma filine iştirak edici bir davranışının olmadığını savundu. S.E, ayrıca pişman olduğunu ve okuluna gitmek istediğini söyledi. S.E'nin savunmasının ardından Av. Ahmet Muhtar Coşacak da sanığın parayı aldıktan sonra tekrar mağdura teslim ettiğini söyleyerek, suçun yasal unsurlarının oluşmadığını belirtti. Coşacak, 'Yasal unsurların oluştuğunu kabul etsek bile icrai bir hareketle gönüllü vazgeçtiği için ceza tertibine yer olmaması gerekmektedir. Ayrıca 1 YTL para değeri olarak çok düşüktür' diyerek müvekkilinin beraatını talep etti.

Ceza ertelendi

Yapılan savunmaların ardından mahkeme heyeti 'Silahla yağma suçunun sabit olduğuna' karar vererek, TCK'nin 149/1-a Maddesi gereği S.E'yi 10 yıl hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, daha sonra kovuşturma başlamadan önce mağdurun parasının karşılanmasından dolayı cezayı 5 yıla indirdi. S.E'nin suç işlediği tarihte 15 yaşında olmasından dolayı da cezada 3/1 oranında indirime giderek, 3 yıl 4 ay, sanığın iyi halinden ise cezayı 2 yıl 9 aya indirdi. Yaş küçüklüğü, tutuklu kaldığı süre ve sabit ikametgah sahibi olmasından dolayı S.E'nin hapis cezasını erteleyen mahkeme heyeti, tahliye kararı verdi.

Cezayı değerlendiren Diyarbakır Barosu Genel Sekreteri Av. Serhat Eren, 'Türkiye'de kanunlarda işlendiği iddia edilen suç ve verilecek ceza arasında bir orantı olmalıdır. Ancak mahkeme bu orantıyı dikkate almamıştır. Ceza Adalet Sisteminin amacı suça itilmiş bir çocuğu topluma kazandırmak iken, mahkemelerin verdiği ceza niteliği itibari ile çocuğu toplumdan uzaklaştırmaya yönelik bir karardır' dedi.

Çocuk hakları aktivistleri de Türkiye'nin de altına imza attığı Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 37. Maddesi'ne atıfta bulunuyor. Sözleşmeye taraf devletlerin uyması gereken hususlar şöyle sıralanıyor:


Hiçbir çocuk, işkence veya diğer zalimce, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ve cezaya tabi tutulmayacaktır. On sekiz yaşından küçük olanlara, işledikleri suçlar nedeniyle idam cezası verilemeyeceği gibi salıverilme koşulu bulunmayan ömür boyu hapis cezası da verilmeyecektir.


Hiçbir çocuk yasadışı ya da keyfi biçimde özgürlüğünden yoksun bırakılmayacaktır. Bir çocuğun tutuklanması, alıkonulması veya hapsi yasa gereği olacak ve ancak en son başvurulacak bir önlem olarak düşünülüp, uygun olabilecek en kısa süre ile sınırlı tutulacaktır.


Özgürlüğünden yoksun bırakılan her çocuğa insancıl biçimde ve insan kişiliğinin özünde bulunan saygınlık ve kendi yaşındaki kişilerin gereksinimleri göz önünde tutularak davranılacaktır. Özgürlüğünden yoksun olan her çocuk, kendi yüksek yararı aksini gerektirmedikçe, özellikle yetişkinlerden ayrı tutulacak ve olağanüstü durumlar dışında ailesi ile yazışma ve görüşme yoluyla ilişki kurma hakkına sahip olacaktır.


Özgürlüğünden yoksun bırakılan her çocuk, kısa zamanda yasal ve uygun olan diğer yardımlardan yararlanma hakkına sahip olacağı gibi özgürlüğünden yoksun bırakılmasının yasaya aykırılığını bir mahkeme veya diğer yetkili, bağımsız ve tarafsız makam önünde iddia etme ve böylesi bir işlemle ilgili olarak ivedi karar verilmesini isteme hakkına sahip olacaktır.

ADNAN BİLEN / DİYARBAKIR (DİHA)

0 yorum:

Heval

Kurdish Music