PKK Sosyalizm'e itibar kazandırdı
PKK, toplumun özgür ve eşitliğe dayalı demokratik sistemini geliştirmeye çalışmakta, her türlü egemenliği, köleliği ve eşitsizliği reddetmektedir. Meşru savunma savaşıyla, tamamen bir halkın doğal haklarını elde etmeyi hedeflemektedir
78'de kurulan PKK uzun süreli bir halk savaşıyla yeni bir devlet oluşturmayı hedeflerken, 10. kongresini gerçekleştiren PKK artık savaşla devlet yıkma, savaşla devlet kurma amacından tamamen uzaklaşmıştır
Devleti hedeflemeden, devlet dışı demokratik bir sistemi kurmayı hedef olarak belirlemiştir. PKK demokratik sistemini ise tamamen kadın özgürlüğüne ve ekolojik devrime dayandırmakta, bu temelde Kürt sorununu çözmeyi amaçlamaktadır
Kapitalizmin öncülüğünü yapan İngiltere ve Fransa, I. Dünya Savaşı ile Ortadoğu'da kapitalist sistemin çıkarlarına göre yeni bir düzenleme geliştirdiler. Bu düzenlemenin bir sonucu olarak Kürdistan parçalandı, her bir parçası bir sömürgeci devletin egemenliğine verildi. Kürdistan'da inkar ve imhayı hedefleyen bir kültürel soykırım sistemi kuruldu ve bu sistem işletildi. Bu sistemin kurulup, işletilmesiyle Kürt toplumsallığı ve bireyi paramparça edilerek dağıtıldı. Kürtler toplumsallığını kaybedince neredeyse insanlıktan çıkma ile yüz yüze kaldılar. Kürt halkı yok edilme sürecine sokuldu ve bunda da küçümsenmeyecek sonuçlar elde edildi. Kürt Halk Önderi buna 'Bir ulusun, bir halkın yok oluşu' dedi ve bunun kabul edilemeyeceğini söyledi. Buna karşı bir müdahalede bulundu. Bu durumu bir utanç olarak gördü ve bu utançtan mutlaka kurtulmak gerektiğini belirtti. 'Bundan kurtulmak için de olağanüstü bir mücadele gerekir. Yaşam ya özgür olmalı ya da bu tarzda yaşanmamalı. Çünkü ölümle yaşam arasında her gün onursuzca ölüm, yaşam olarak kabul edilemez' dedi. Kürt Halk Önderi, Kürt toplum ve bireyine özgürlük düşüncesini, duygularını, ruhunu kazandırarak, toplumu ve bireyi örgüt ve eyleme çekerek Kürt halkını ve bireyini kendisi için var olma, yeni bir yaşama çekmeyi amaçladı ve bunu da başardı.
PKK bu gelişme üzerinden kuruldu ve bunu ilerletmeyi, başarıya götürmeyi amaçladı. Bu anlamda PKK, Kürt bireyi ve toplumunu yok oluştan var olmaya, kendisi için var olmaya, özgür yaşamaya çekme gerçeğinin adı olmaya hak kazandı. Onun içindir ki PKK, başından itibaren bir var olma ve özgür yaşama mücadelesini örgütleyip, geliştiren bir hareket olmuştur. Bu nedenle de bir savunma hareketi olarak doğmuş ve gelişmiştir.
PKK, Kürt toplumuna ve bireyine kendini savunarak var olabileceği, özgür yaşayabileceği, bunun dışında var olamayacağının duygusu ve bilincini vermiştir. Bu bilincin örgüte ve eyleme dönüşmesini sağlamıştır. Örgütlü ve mücadeleci bir toplum gerçekliğini, halk gerçekliğini ortaya çıkarmıştır. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan öncülüğünde kurulan ve gelişen PKK ile inkar ve imha süreci altındaki Kürt toplumu ve bireyi yeniden kendi toplumsallığına, onuruna, kimliğine, iradesine, varlığına ve özgür gelişme olanağına kavuşmuştur. PKK bunu tümüyle kendi gücüne, emeğine dayanarak yaratmıştır. Kürt Halk Önderi, Kürt halkını, uzun süre tarihinden kopan bu toplumu, kendi tarihi ile buluşturarak gelişme doğrultusuna sokmuş ve bugünkü düzeye getirmiştir. Kürt halkı, saldırılar karşısında, tarihiyle uyumlu bir biçimde, özgürlük çizgisinde toplumunu savunan insan gerçeğine, duruşuna ve bu temelde mücadele eden bir halk gerçekliğine ulaşmıştır.
Kürt halkının imhası engellendi
1978'lerde kuruluşu gerçekleştirilen PKK, I. ve II. Partileşme hamlesi döneminde, Maksist Sosyalizmin devlet ve iktidarı amaçlayan paradigmasına dayanan çizgisi ile Kürdistan'da devlet ve iktidarı esas alan, bunun için ordu ve savaş örgütlenmesini geliştiren bir hareket olmuştur. Kürt toplumu ve insanı için meşru savunma duygusunu, bilincini, örgüt ve eylemliliğini bu paradigma temelinde geliştirmiştir. Kürdistan'da sömürgeci devleti, iktidarı yıkarak yerine proletarya öncülüğünde proleter devlet ve iktidarını kurmayı hedeflemiştir. Bu temelde özgürleşmeyi, demokratikleşmeyi, eşitliği ve barışı gerçekleştirmeyi istemiştir.
Bu hedeflerle kuruluşu gerçekleştirilen PKK, büyük bir mücadele yürütmüş, Kürt halkının imhasını engellemiş, Kürt dirilişini gerçekleştirmiş, Kürtlere ait çok büyük değerler ve yaşamı geliştirmiştir. Kürt sorununu bütün yönleriyle ortaya çıkararak kavratmış ve bunun çözüm ortamını, olanaklarını yaratmıştır. Belki devlet olma, iktidar olma hedefini gerçekleştirmemiştir. Ancak, Kürt toplumuna ait çok büyük değerler ve bu değerlere dayanan bir yaşamı ortaya çıkardığı, büyük bir altüst oluşu gerçekleştirdiği, büyük bir demokratik devrimi ve kültür devrimini gerçekleştirdiği de tartışmasız bir gerçektir. Hiçbir halkın bu kadar kısa sürede gerçekleştiremediğini, yüzyıllarca geliştiremediğini Kürt Halk Önderi öncülüğündeki PKK gerçekleştirebilmiştir.
Köklü değişiklikler yapıldı
PKK'nin III. Partileşme hamlesi döneminde, Kürt Halk Önderi, sosyalizmin devletle iktidarı hedefleme ve bunun için ordu örgütleyip savaş geliştirme paradigmasıyla demokrasi, özgürlük, adalet, eşitlik ve barışa ulaşılamayacağını ortaya koyarak sosyalizmin yeni paradigmasını geliştirmiştir. Böylelikle sosyalizmin gerçekleşmesinin olanaklarını ortaya koymuş ve sosyalizme büyük bir itibar kazandırmıştır. Devletin, örgütlenmiş üst toplumun savunulması ve bunun sürdürülmesi olduğunu, bunun egemenliği ve köleliği içerdiğini, savaşı ifade ettiğini ortaya koyan Kürt Halk Önderi, demokrasi ve özgürlüğü, adaleti, eşitliği, barışı oldukça zayıf düşüren bu durumun bütün çabalara rağmen özüne uygun bir sosyalizmin gerçekleşmesini önlediğini çarpıcı bir şekilde çözümlemiştir. Devlet ve iktidarın savaş demek olduğunu, bunun da ordu örgütlenmesini gerektirdiğini ve devletin de esas kurum olarak ordu biçiminde örgütlendiği tespitlerini yapmıştır. Bunun için devletçi paradigmaya dayalı olarak ne kadar mücadele yürütülürse yürütülsün ve bunda ne kadar olumlu sonuçlar alınırsa alınsın, hatta bu bir devlet iktidar kuruluşu ile tamamlanmış olsa bile bunun ortaya çıkaracağı gerçeğin, üzerinde yükseldiği topluma karşı bir savaş olacağını, yaşanan Sovyet deneyimini kapsamlı çözümleyerek gözler önüne sermiştir. PKK 3. Önderliksel doğuşu ile sosyalizmin paradigmasında değişikliği gerçekleştirerek yeni bir sosyalist paradigmayı geliştirmiştir. Bu temelde derin bir ideolojik, felsefik yenilenmeyi yaşamış, strateji ve taktiğinde yeni çizgisine göre köklü değişiklikler yapmıştır.
Demokrasi ile sosyalizm birleştirildi
PKK'nin sosyalist ideolojide paradigma değişimi, bu temelde yaşadığı felsefi ve ideolojik yenilenme oldukça köklüdür. İlke ve hedeflerini devlet, iktidar ve savaşa bağlı olmaktan tamamen çıkarmıştır. Demokratik sosyalist çizgisini devlet, iktidar ve bunu öngören ordu ve savaş örgütlenmesini içeren paradigmadan tamamen kopararak ve onu aşarak kadın özgürlüğü ve ekolojik devrime dayalı demokratik toplum yaratmayı hedefleyen paradigmaya bağlamıştır. PKK; ideolojik, siyasi, örgütsel, askeri, toplumsal, kültürel, ahlaki olarak bu çizginin öncülüğünü, örgüt ve eylemini tamamen yeni paradigmaya göre şekillendirmiştir. Devlet sistemine dayanmayan bir toplumsal sistem kurmayı hedeflemektedir. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan bu toplumsal sistemi, demokratik, ekolojik ve cinsiyet özgürlüğüne dayanan toplum olarak ifade etmiştir. Bunu gerçekleştirmek için kadın ve gençlik öncülüğünü esas almıştır. Proletarya öncülüğü yerine, kadın ve gençlik öncülüğünü getirmiştir. Sosyalist paradigmada gerçekleşen bu köklü değişiklikle, PKK; felsefe ve ideolojisiyle birlikte siyasi ve örgütsel çizgisinde yaşadığı değişimle devletçi, iktidarcı ve savaşçı paradigmadan uzaklaşmıştır.
Bu değişim, özgürlük ve eşitlik ilkelerini demokrasiyle birleştirmiştir. Demokrasiyi devletin egemenliğinden kurtarmış, devlet dışında bir demokrasi tanımına kavuşturmuştur. Demokrasiyi ayrı ve devlet sistemine alternatif bir sistem haline getirmiştir. Sosyalizmi devlet egemenliğinden kurtararak, demokrasi ve sosyalizmi birbirine bağlamıştır. Öcalan hem demokrasiyi hem de sosyalizmi devletten kurtarmıştır. Böylece hem demokrasiyi hem sosyalizmi özüne kavuşturmuştur. Demokrasi ile sosyalizmi birleştirmiştir. Böylece yeni bir sosyalist paradigmayı geliştirmiş ve buna demokratik sosyalizm adını vermiştir. Sosyalizmin özgürlük ve eşitlik ilkelerini demokrasiyle birleştirmiştir. Böylece sosyalizmi özüne kavuşturmuştur. Devlet, iktidar, savaşa dayalı sosyalist paradigmanın, sosyalizmin özü ve amaçlarıyla çelişen gerçeğini gidermiş, sosyalizme büyük bir itibar ve gerçekleşme olanağı, ortamı yaratmıştır.
Öcalan, PKK öncülüğüyle, Kürt toplum ve bireyini yeni sosyalist paradigmayla buluşturarak bilincini, örgüt ve eylemliliğini bu temelde geliştirme yoluna çekmiştir. Büyük bir zihniyet, vicdan ve ahlak devrimini gerçekleştirmiştir. Yeni bir zihniyeti buna dayalı örgüt ve eylem anlayışını, bunun kültür, ahlak ve yaşam ölçülerini, bunun kişiliğini geliştirmiştir. Bunu yapmakla PKK'yi ve Kürt toplumunu, bireyini yenilmez kılmıştır. Sadece PKK'yi, Kürt toplumunu ve bireyini yenilmez kılmakla kalmamış, insanlığın eline de büyük bir düşünce gücü vermiştir. İnsanlığın sorunlarının çözüm gücünü, insanlığın eline vermiştir. İnsanlığın neolitik toplumdan günümüze kadar süren özgürlük, demokrasi, eşitlik, barış arayışına böylelikle büyük bir cevap vermiştir. Bu sorunların çözümü için yol ve yöntem geliştirmiştir. İnsanlığa büyük bir kazanım sağlamıştır.
Meşru savunma savaşı
PKK, kuruluşundaki gibi devlet ve iktidar kurmayı amaçlamamakta, bunun için ordu ve savaşı örgütleyip geliştirmemektedir. Gerilla ordulaşmasını ve savaşı bu amaçla yürütmemektedir. PKK, toplumun özgür ve eşitliğe dayalı demokratik sistemini geliştirmeye çalışmakta, her türlü egemenliği, köleliği ve eşitsizliği reddetmektedir. Meşru savunma savaşıyla, tamamen bir halkın doğal haklarını elde etmeyi ve korumayı hedeflemektedir. Bir halkın var olma ve özgür yaşama hakkını savunarak, bunu gerçekleştirmek için mücadeleyi geliştirmektedir. Bu nedenle yürüttüğü mücadele tamamen meşru savunma mücadelesi olmaktadır. Böylece PKK kuruluşunda ve mücadelesinde esas aldığı meşru savunma savaşının duygularında, bilicinde, örgüt ve eyleminde büyük bir değişikliği gerçekleştirerek, buna yeni bir içerik kazandırmış bulundurmaktadır. Duygu ve bilincini, örgüt ve eylemini, ruhunu devlet, iktidar, savaş, sömürü ve baskı, saldırı zihniyetinden arındırmıştır. Tamamen savunmayı egemen kılmıştır. Örgütlülük bakımından özgür, eşit, demokratik komünal bir işleyişi esas almıştır. Onun yönetimini iktidar gücü haline getirecek yolu kapatmıştır. Eyleminde askeri zafer elde etme, Kürdistan'da bu temelde kurtuluşu gerçekleştirme, Kürdistan'ı kurtarma ve devleti yıkarak yeni bir devlet kurmaktan vazgeçmiştir. Bunun için gerillayı bu temelde örgütlenme ve şekillendirmekten uzaklaştırmıştır. Gerillaya ve onun mücadelesine yeni bir içerik kazandırmış, bu amaçla gerillada köklü değişiklik yapmıştır. Meşru savunmayı halkın tamamen öz savunma gücü olarak örgütlemektedir.
PKK'de düşünce derinleşmesi
78'de kurulan PKK tamamen uzun süreli bir halk savaşıyla devleti yıkıp, iktidarı ele geçirmeyi, bu temelde yeni bir devlet oluşturmayı hedeflerken, 10. kongresini gerçekleştiren PKK artık savaşla devlet yıkma, savaşla devlet kurma amacından uzaklaşmıştır. Devleti hedeflemeden, devlet dışı demokratik bir sistemi kurmayı hedef olarak belirlemiştir. Demokratik sistemini ise tamamen kadın özgürlüğüne ve ekolojik devrime dayandırmakta, bu temelde Kürt sorununu çözmeyi amaçlamaktadır. Dikkat edilirse 78'de kurulan PKK ile bugün 10. kongresini gerçekleştiren PKK'de değişen yanlar vardır. 78'lerde kurulan PKK ile 10. kongresini gerçekleştiren PKK arasında bu anlamda çok köklü değişimler yaşanmıştır.
Değişim tamamen devlete dayalı sistemden vazgeçme, demokratik konfederalizmi esas alma, demokrasiye dayalı bir sistemi oluşturma temelindedir. Diğer yanlarında ise bir değişiklik söz konusu değildir, derinleşme, bu temelde gelişme ve güçlenme vardır. Bu anlamıyla 78'lerdeki PKK ile 10. kongresini gerçekleştiren PKK arasında herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. 78'lerde kurulan PKK'nin kuruluşundaki gerçek amaçlarına, özüne, kimliğine kavuşması ve derinleşmeyi yaşaması söz konusudur. Kürt Halk Önderi, PKK'deki değişimi çok net bir biçimde şöyle ifade etmiştir: 'Ben değişmedim, düşüncelerimde rafineleştim, derinleştim.' İşte bu PKK'nin kuruluşu ile bugün 10. kongresini gerçekleştiren PKK'deki gerçekleşen değişimi ifade ediyor. Yine kuruluşundaki PKK ile değişimi gerçekleştiren PKK arasındaki sürekliliği, birlikteliği, devamlılığı ve kuruluş aşamasında amaçlarına bağlılığında derinleştiğini ortaya koymaktadır. PKK gerçekliği ve PKK'de yaşanan değişim eğer böyle anlaşılırsa, gerçeklik doğru kavranmış olur. PKK'nin diyalektiğinde sürekli eskiyen, geri, cevap olmayan yanlarından kendini arındırma, bu yönüyle sürekli kendini derinleştirme, güçlendirme, yenileme, toplumun ve insanlığın sorunlarına çözüm gücü olma ve geliştirme esastır. Eğer PKK bütün saldırılara rağmen, günümüzde kadar gelişimini sürdürerek ve başarılar ortaya koyarak gelmişse, bu belirttiğim diyalektiğinden ötürüdür.
PKK kuruluşundan günümüze kadar sürekli kendisini yenileyen, derinleştiren bir gerçekliğe sahiptir. PKK kuruluşunda hangi amaçları önüne koymuş, bu amaçlara ulaşmanın tarzını, temposunu, üslubunu esas almışsa bugün de bu amaçları üzerinde o tarz, üslup ve tempoyla, öngördüğü militanlıkla yürüyüşünü sürdürmektedir. Bu yönlerinde herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. Değişen sadece devlete dayalı paradigmadan, devleti hedeflemeyen demokrasi sistemini esas alan bir paradigmayı esas almasıdır. Bu hem çok köklü bir değişikliği, yenilenmeyi, bu temelde derinleşmeyi ifade ediyor, hem de PKK'nin kuruluş amaçlarına bağlılığını, bu anlamda değişmezliği ifade ediyor. ANF
CEMİL BAYIK
PKK Sosyalizm'e itibar kazandırdı
Heval
0 yorum:
Yorum Gönder