PKK AMACI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
PKK AMACI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Abdullah Ocalan Diyorki


İSTANBUL - Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Newroz sonrası yeni bir sürecin başlayacağını belirterek, “Tehlike çok büyük. Bir Kürt-Türk boğazlaşması yaratılmak isteniyor” dedi. Kültürel soykırımın fiziksel soykırıma dönüşebileceğini ifade eden Öcalan, Avrupa’daki operasyonlar için ise, “Uyarıyorum, bu bir NATO kararıdır, Roj TV’yi temelli kapatabilirler” diye kaydetti. “Ben rolümü oynadım” diyen Öcalan, PKK, BDP ve Kürtlere şu çağrıda bulundu: “Açık söylüyorum; Kararlarını kendileri versinler.”

Öcalan, ayrıca, “Barış çabalarının devamı için tutuklanan çocukların ve siyasetçilerin bir an önce serbest bırakılması ve barajın yüzde beşe düşürülmesi gerekir. Bunlar olursa süreç gelişir ben de üzerime düşeni yaparım” mesajını verdi.

Öcalan görüşmesinde, tehlikenin büyük olduğunun altını çizerek, Kürt-Türk çatışması tehlikesine dikkat çekti.

Öcalan şunları söyledi:

GÜNEY KÜRTLERİNE YÖNELEBİLİRLER

“Ben daha önce Lozan’ı güncelleyelim derken sadece Kuzey Kürtleri’nin hakları için değil, Güney Kürtleri’nin hakları için de bunu öneriyordum. ABD çekiliyor, Güney Kürtlerine yönelebilirler. Türkiye’de de Kürt-Türk çatışması tehlikesi var. Ulusal Konferans bu tehlikelere karşı önemlidir. İlkeleri ve öneriler konusunda düşüncelerimi daha önce belirtmiştim. Beş ilke ve dört pratik öneriyi tekrar öneriyorum. Konferans bu ilkeler temelinde geliştirilebilir.”

BEN YARIN BİLE ÖLDÜRÜLEBİLİRİM

“Ben yarın bile ölebilirim daha doğrusu öldürülebilirim. Beni buraya getirip koyanlar burada beni öldürme gücüne de sahiptirler. Mesela yemeğe bir ilaç katarlar, belki de katıyorlardır, çok da zor değil bu, buna güçleri var, CIA’nın buna gücü var. Teslim edildiğimde Türkiye ile bir anlaşma yapılmıştı. “Hemen öldürmeyin” demişlerdi. Yani öldürebilirsiniz ama hemen değil, öyle anlamak lazım. Bu nedenle belirttiklerim önemlidir diyorum. Newroz sonrası yeni bir süreç başlıyor.”

TEHLİKE ÇOK BÜYÜK

“Tehlike çok büyük. Bir Kürt-Türk boğazlaşması yaratılmak isteniyor. Oyunlar var. Ama kimse bunu net olarak, ciddi olarak görmüyor. Ben burada kendimi yırtıyorum. BDP, bunun ne kadar farkında bilemiyorum. Bu bir İngiltere-ABD-NATO oyunudur. Kürt-Türk çatışması yaratarak Türkiye’yi kendisine daha fazla bağlamak amaçlanıyordu. Benim buraya getirilmem Bağdat’ta yapılanların Türkiye’de yapılmak istenmesiydi. Ama ben bu oyunu bozdum. Halkların boğazlaşmasının önüne geçtim. Bu ne kadar anlaşılıyor bilmiyorum. Ben 11 yıldır bas bas bağırıyorum. Sorunu çözmezseniz olacakları kimse tahmin edemez. Halkımız öyle 15 yaşındaki kız gibi kandırılacak bir halk değildir. Halkımız uyanmıştır. Öyle oyunlara falan da gelmez.”

CUMHURİYET YARALI DOĞMUŞTUR

“Ben sık sık Mustafa Kemal’in 1920’lerde nasıl başardığını belirtiyorum. Erzurum Cezaevinden Cahit İlboğa, Hüseyin Ahmet’in ortak mektubunda 1920’ler, belgeler üzerinde ayrıntılı olarak incelenmiş, iyi sonuçlara ulaşmışlar. Ben de aynı sonuçlara ulaşmıştım. İşte bunun için ben hep Siyaset Akademisi diyorum. Tarih bilinmeden güncel yorumlanamaz, eksik kalır. Bütün bunların akademilerde eğitim konusu yapılması gerekir. Şu önemlidir, Mustafa Kemal’in bir kişilik olarak oluşmasında Çanakkale deneyimi önemlidir ama asıl önemli olan 1916 ile 1919 arasında Kürdistan’da yaşadığı deneyimdir. Neredeyse dört yıl oradan çıkmadı, oradaki güçleri örgütledi. Kürtler bu süreçte Mustafa Kemal’in her şeyini karşıladılar, ekmeğini verdiler, güvenliğini sağladılar. Mustafa Kemal’i Mustafa Kemal yapan Kürtlerden aldığı bu destekti. Mustafa Kemal’i Mustafa Kemal yapan Kürtlerdir, Kürtler olmadan Mustafa Kemal olmazdı. Bunu o sözde Kemalistler de anlamalı. Sabahtan akşama kadar Atatürkçüyüz, Kemalistiz diyen ordu da anlamıyor. Bunların Kürtlerin bu dönemdeki rolünü iyi anlamaları gerekir. İngiliz ajanı Lawrence ile Arapları kopardılar. Kürtleri de Binbaşı Noel ile koparmaya çalıştılar. Noel, Adıyaman-Sivas hattında çalışıyordu. Mustafa Kemal Sivas’tayken onu ortadan kaldırmak istediler ama Kürtler Mustafa Kemal’i korudu. Biliniyor Misak-ı Milli, Kürtler ve Türkler birlikteliğinin belgesidir. Cumhuriyet Misak-ı Milli temelinde Türklerin ve Kürtlerin ortak mücadelesiyle kuruldu. Kürtler Araplar gibi İngilizlerle birlikte hareket etmemiştir, Mustafa Kemal ile birlikte hareket etmiştir. İngilizler hem bu nedenle hem de petrol nedeniyle Kürtlerin parçalanmasına izin vermiştir. 1920’lerde yapılan Kahire Konferansı’yla İngilizler tarafından bugünkü çözümsüzlük süreci başlatılmıştır. İngilizler daha sonra Musul-Kerkük karşılığında ilk defa Türklere “Kürtleri öldürebilirsiniz, asimile edebilirsiniz” demiştir. Mustafa Kemal, Misak-ı Milli içinde yer alan Musul ve Kerkük’ten vazgeçerek 1926’da İngilizlere taviz vermek zorunda bırakılmıştır. O dönem Diyarbakır milletvekilleri bağıra bağıra buna karşı çıkmış, Mustafa Kemal’e “Kürdistan’ın parçalanmasına niye izin verdiniz, Musul-Kerkük’ü niye koparıyorsunuz?” diye itiraz etmişler, Mustafa Kemal “mecbur kaldım” demiştir. Cumhuriyet bu nedenle yaralı doğmuştur, trajedi böyle başlamıştır.”

LOZAN’I GÜNCELLEYELİM

“1920’lerde ülkeyi ele geçiremeyenler 1926’dan itibaren ve bugün ülkeyi ele geçirmişlerdir. Buna karşı demokratik çözüm ve ittifak şarttır. Kürtlerle Türklerin 1920’lerde yaptığı ittifakı bugün demokratik temelde yeniden gerçekleştirmeye ihtiyaç vardır. Şimdi yaşadığımız Sevr tehlikesi deniyor ya, ben de diyorum ki, Sevr tehlikesine karşı Lozan’ı güncelleyelim. Lozan’ın güncellenmesinde hem Kürtler hem de Türkler kazanacaktır. Lozan’ın güncellenmesi demokratik ulus, demokratik cumhuriyet, demokratik vatandır. Ben bu temelde buradan demokratik çözüm için, barış için çok çabaladım. Ama çabalarım ortada kaldı. Buraya getirildiğimde Kıvrıkoğlu’nu temsilen gelenler vardı. O zaman dikkatimi çekmişti, çok ürkeklerdi adeta kısık sesle konuşuyorlardı. Ben şaşırıyordum, bir Genelkurmay Başkanı’nı temsilen gelenler nasıl böyle korkar diye. Sonradan farkettim ki Kıvrıkoğlu NATO’dan habersiz olarak birşeyler yapmak istedi. Kıvrıkoğlu gerçekten kıvrak zekalıymış, tehlikeyi görmüştü, birlikte çözümden yanaydı ama izin vermediler, o ekibi tasfiye ettiler. O zaman Ecevit de dürüsttü bir şeyler yapmak istiyordu ama etkisizleştirdiler. Ecevit’e yapılanlar ortada. Daha önce Özal da kendi inisiyatifiyle çağrı yapmıştı, ben de kabul ettim, tam bir şeyler olacakken tasfiye edildi. Erbakan da bir şeyler yapmak istiyordu siyasi hayatına mal oldu. İşte buradan Erdoğan’a söylüyorum; saydıklarım sorumluluk aldılar bir şeyler yapmak istediler, ama Erdoğan çözümden kaçıyor, sorumluluk almak istemiyor. Bunların zihniyeti Türk-Sünni zihniyetidir.”

ERDOĞAN ÇOK ZİK-ZAK ÇİZİYOR, ÇOK TEHLİKELİ OYNUYOR

“Erdoğan çok zik-zak çiziyor, çok tehlikeli oynuyor. İşte şimdi Londra’da tam olarak ne görüştüğünü bilmiyorum ama ‘93’te Güreş’in Londra’ya gidip icazet alması gibi o da icazet alıyor. Ne demek Roj Tv’nin kapatılması? Ne demek yüzde on barajının devam etmesi? Ne demek Türkiye milletvekilliği? Roj Tv’nin kapatılması öyle basit bir TV kanalının kapatılması değildir, Çiller bile o dönemde Kürtlerin televizyonuna bu kadar yönelmemişti. Bu, bizi imhaya hazırlıktır. Kültürel soykırım fiziki soykırıma da dönüşebilir.”

BU BİR NATO KARARI, ROJ TV’Yİ TEMELLİ KAPATABİLİRLER

“Uyarıyorum, bu bir NATO kararıdır, Roj TV’yi temelli kapatabilirler. NATO’nun etkisi dışındaki bir yerde kendilerine yeni bir alternatif aramalıdırlar. Avrupa’daki tutuklamalar devam edebilir, Heronlarla üst düzey PKK kadrolarını vurabilirler, beni de burada öldürebilirler de. Yüzde on barajı öyle basit bir düzenleme değil. Niye yüzde 5’e indirmiyorlar? Bu, siyasi soykırımdır. Baraj sadece bir seçim tekniği değildir, bunun nedenini görmek gerekir. Bununla bir iradenin ortaya çıkması engellenmek isteniyor. Tabi ki herşeyi baraja bağlamayalım ama barajın da gündemleşmesi lazım. Türkiye milletvekilliği de yine buna yöneliktir, grup kurulması engellenmek isteniyor.”

AKP ZİHNİYETİ ÇOK TEHLİKELİ

“Son günlerdeki tutuklamalara yönelik sessizlik beni de etkiliyor, benim onurumu da zedeliyor, ne demek bu tutuklamalar? Önüne geleni tutukluyorsun, çoluk, çocuk, yönetici, belediye başkanı herkesi tutukluyorsun! Ben seni içeri kapatıyorum ama sen ses çıkarma, deniliyor, böyle şey olur mu? AKP’nin zihniyeti çok tehlikelidir. Tehlike sadece Kürtler için değildir. AKP kadınlar için de büyük bir tehlikedir. Kadınlar şimdi buldukları özgürlük kırıntılarını bile arar hale gelebilirler. Adıyaman’da Menzil tarikatı etkilidir, burada bir kız çocuğu diri diri gömülüyor, bu recmden de daha tehlikelidir. İşte AKP’nin zihniyeti budur. Diri diri gömülmede yavaş yavaş toprağı yutar ölürsün, oysa recm’de en azından nefes alabiliyorsun. Yine gazetelerde hergün kadınlara yönelik şiddet haberleri var. İşte adam sokak ortasında kadını sözde “beni sevmedin” diye öldürmüş, başka bir yerde kulak kesmiş, burun kesmiş, bunların hepsi bu zihniyetin tezahürüdür. Bunun için diyorum ki felsefe temelinde yaklaşılmalı, felsefik çalışmalar yapılmalı, tartışılmalı, örgütlenilmeli. Bunları, bu zihniyeti ancak bu şekilde durdurabiliriz. Yoksa varılacak son budur, şimdiki sınırlı özgürlükler bile kaybedilir.”

ORDUDAKİ İNTİHARLAR

“Aytaç Yalman bir demecinde “biz Apo ve PKK’yi yanlış değerlendirdik, Kürtlere yanlış yaklaşım gösterdik” demişti. Önceleri çok önemsememiştim, üzerinde durmamıştım ama dikkat çekicidir. Son günlerde artan bu asker intiharları nedendir, özellikle Deniz kuvvetlerinde neden bu kadar çok intihar var diye düşünüyorum! Ordu içinde de bir tasfiye var. Ergenekon diye soruşturulanların hepsi Ergenekoncu olmayabilir. Tamam Veli Küçük gibi, Temizöz gibi JİTEM’ci olanlar var ama hepsinin böyle olduğunu düşünmüyorum. Özellikle bu deniz kuvvetleri içinde intihar edenler oyunları görüp güç getiremediklerinden midir, içlerinde 9 Mart-Celil Gürkan benzeri radikal demokratlar olabilir mi bilemiyorum. Bunların içinde bizimle bir diyalog ve çözüm isteyenler olabilir. Büyükanıt ile Başbuğ ikili oynadılar, bir taraftan diyaloga-çözüme yakın duranlarla öte yandan JITEM’cilerle temas içinde oldular, kendilerini böyle korudular. Özkök bu iki eğilimin çatışmasından sıyrılarak ortaya çıkmıştı.”

YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR

“Yeni bir dönem başlıyor demiştim. Bu PKK için de böyledir. Aslında PKK’yi dönemlere göre şöyle ayırıyorum. Birinci dönem 1973-84’e kadar olan dönem. İkinci dönem 1984-93 arasıdır. Üçüncü dönem ‘93’ten bugüne kadar olan dönemdir. Biliniyor ‘93’te Özal’ın bize bir çağrısı olmuştu, biz de buna yanıt verdik. ‘93’ten bugüne kadar hep çözüm, uzlaşma, diyalog arayışı içinde olduk. Newroz’dan sonra yeni bir dönem başlayabilir. Ülkelerin tarihlerinde devrim dönemleri vardır. 1789 Fransız Devrimi’nden sonra Napolyon dönemi, 1917 Sovyet Devrimi’nden sonra 1918-22 arasında yaşanan iç savaş durumu var. Bunlar bu ülkelerin tarihinde önemli dönemlerdir. Türkiye’de bilemiyorum bir çözüm süreci gelişebilir mi, biraz zayıf görünüyor. Ama az da olsa hala umudum var.”

BEN ROLÜMÜ OYNADIM, PKK VE KÜRTLER KARARLARINI VERSİN

“Gelişmezse ne olur? Ben rolümü oynadım. Zaten buradaki koşullarım da sağlığım da, fiziğim de artık elverişli değil. Bir hükümlü durumundayım, bir hükümlüden daha fazla şey beklenemez. Şimdilik yaşıyorum ama yarın ne olacağım belli değil, ölebilirim, öldürülebilirim. Bu kuyunun dibinde fiziğim de eski esnekliğini kaybetti. Bu koşullarda önderlik yapmayı ahlaki de bulmuyorum. Ne ahlaki anlayışım ne de fiziki durumum buna elvermiyor. PKK’ye de, BDP’ye de, Kürtlere de açık söylüyorum; Kararlarını kendileri versinler. PKK zannedersem dört parçada da güçlenmiştir, güçlerini toparlamıştır. BDP de dilerim barış sürecini başarıya ulaştırır, sağlığım ve koşullarım elverdiği ölçüde ben de barışa yardımcı olurum.”

ÇABALARIN DEVAMI İÇİN ÇOCUKLAR SERBEST BIRAKILMALI, BARAJ İNDİRİLMELİ

“Yeni dönemin demokratik çözüm ve barış yönünde gelişmesi için önümün açılması lazım. Ben yazdığım mektuplara cevap bekliyorum. Barış çabalarının devamı için tutuklanan çocukların ve siyasetçilerin bir an önce serbest bırakılması ve barajın yüzde beşe düşürülmesi gerekir. Bunlar olursa süreç gelişir ben de üzerime düşeni yaparım.”

SORUN DİYARBAKIRSPOR’UN LİGDE KALMASI DEĞİL

“Böyle ciddi ve dağ kadar sorunlar varken ciddi yaklaşılmıyor. Diyarbakır Spor’un ligde kalması için herkes; Erdoğan, Baykal, Bahçeli uzlaşmış. Yani Diyarbakır Spor ligde kalırsa sorunlar çözülecekmiş gibi basit yaklaşıyorlar. Diyarbakır Spor’u bile tasfiyenin bir aracı gibi kullanmak istiyorlar, işi buraya kadar düşürdüler. Sanki Diyarbakır Spor ligde kalırsa Kürtlerin ulusal onuru kurtarılıyormuş gibi yaklaşanlar da var. Bu işler bu kadar basit değil. Tehlike gerçekten büyüktür.”

PKK, EL KAİDE’Yİ CEBİNDEN ÇIKARIR

“ABD’ye söylüyorum, Taliban’a yalvarıyorsun görüşmek için ama biz silahları gönüllü bırakmak istediğimiz halde bizimle görüşmüyorsun, bitireceğim, tasfiye edeceğim diye PKK’yi sıkıştıracağım diyorsun. Bir kediyi bile sıkıştırdığın zaman kedi yüzünü tırmalar. PKK’yi sıkıştırırsan PKK de kendini korur, savaşır. Gerilla savaşını mı yükseltir, şehir eylemleri mi yapar bilemiyorum ama kendilerini her türlü savunurlar. PKK’yi tanıyorum. PKK, El Kaide’ye benzemez, El Kaide değildir, El Kaide’yi cebinden çıkarır. PKK gücünü geliştirmiştir, yükseltmiştir. PKK de üç kuşak vardır; eski, orta ve yeni kuşak güçleri vardır, deneyimleri vardır, önderlikleri vardır. Süleymaniye’den Karadeniz’e kadar gerilla gücü vardır, direnir. Bu direniş sadece PKK-Kürt direnişi de değildir, halkların direnişidir, Türkiye adına Türkiye halkları adına da bir direniş olacaktır.”

KÜRTLER ESKİ CAHİL KÜTLER DEĞİLDİR

“PKK sınırları değiştirmiyor, ABD’nin çizgisine gelmediğimiz için sınırları değiştireceğimizi söylüyorlar, öyle olmadığını ABD’de iyi biliyor. Bizim sınırları değiştirmek gibi bir hedefimiz yok. Silahlar da bizim için vazgeçilmez değildir, kendimizi korumak ve savunmak içindir. Çözüm gelişirse silahlar bırakılır. Kürtler eski cahil Kürtler değildir, Kürtleri kandıramazlar.”

BAYKAL VE BAHÇELİ JİTEMCİ-FAŞİSTTİRLER

“Tehlike büyük, bunu herkese anlatmak gerek. Daha önce bir saatte yapılanlar, şimdi bir dakikada, bir haftada yapılanlar bir günde yapılmalı. Mustafa Kemal neden acele etti, oyunu gördü, şimdi de böyle, şimdi de oyun var. Öyle beklemekle olmaz. Ben eminim ki iyi anlatılırsa Türk halkının yüzde doksanı bu sürece gelir. Zannedersem altı-yedi parti var, EMEP, ÖDP de var herhalde. Bunlar hızla bir araya gelebilir, bir çatı olur. Şimdi EDP de var. Gerekirse çatının çatısı gibi EDP’yi de içine alan bir oluşuma gidilir. Hatta bütün demokratlara gidilebilir. AKP içinde, CHP içinde de demokratlar var. Bunlarla da görüşülür. Bu oluşum daha da genişletilebilir. Genişlemeye göre yeni modeller de bulunabilir. Bu çalışmalar hızlandırılmalıdır. Sol hakkında şunu söyleyebilirim; bu işler öyle lafla falan olmaz. Pratik gerekir. Siyaset ciddi iştir, halkın işleri ciddi işlerdir. Sorumluluk alınmalıdır. Böyle yapılırsa AKP de boşa çıkarılır. Aslında AKP perdedir, arkasında başka oyunlar var. Küresel sermaye, Finans Kapital Türkiye’yi ele geçirmiştir, AKP bunlara teslim olmuştur. Baykal ve Bahçeli Jitemci-faşisttirler. ABD’de bunlardan desteğini çekti. Paniklemeleri bundandır. Ama AKP’de de CHP’de de demokratlar vardır. Bu konular onlarla da görüşülmeli. Hızla yeni bir alternatif yaratmak gerekiyor. Tekrar ediyorum. Mustafa Kemal nasıl ki Kürtlerle ittifak yaparak başardıysa ben de Türklerle ittifak yapmak arayışındayım. Rolümü abartmıyorum ancak yapmak istediğim budur. İngiltere, ABD-NATO oyunları ancak böyle boşa çıkarılabilir.”

MÜSLÜM DOĞAN MALATYA KÜRTLÜĞÜNÜN ONURUDUR

“Aslında daha önce üzerinde duracaktım. Kendini yakan Malatyalı genç arkadaşa, Ebu Müslüm Doğan’a ilişkin bir şeyler söylemek istiyordum. Ben geçmişte Malatya Kürtlüğünü eleştirmiştim, sert de eleştirmiştim. Ancak bu genç arkadaşla Zeynep Kınacı şahsında yeni bir değerlendirme yapmak istiyorum. Bunlar Malatya Kürtlüğünün onurudur. Ben bile bu arkadaşlar karşısında kendimi ezik ve çok sorumlu hissediyorum. Geçmişte Zeynep Kınacı’nın sesini de dinlemiştim. Bence bu arkadaşlar için Malatya’da bir anıt yapılmalıdır. Malatya Kürtleri bu arkadaşların yüce kişiliğini, bu arkadaşların anısını yaşatmalıdır.”

GENÇLERE SELAM

“Cezaevlerinden gelen mektuplar var. Veysel Avcı Feminizmle ilgili yazmış. İyi yoğunlaşmış. Erzurum cezaevinden Cahit İlboğa, Hüseyin Ahmet’in mektubunu aldım. 1916-1919 arası Mustafa Kemal Kürt ilişkilerini yazmış. İyi sonuçlara ulaşmışlar. Adıyaman cezaevinden Gülizar Akın’ın mektubunu aldım. Diyarbakır cezaevinden Nesrin Akgül’ün mektubunu aldım. Daha cezaevlerinden birçok mektuplar geldi. Hepsine selamlarımı iletiyorum.Batman halkına özellikle gençlere ve kadınlara özel selamlarımı iletiyorum.”

ANF NEWS AGENCY

PKK NE İSTİYOR ? CEVABI


Örgütün amacı, demokratik, ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü toplum paradigması ve bilimsel-demokratik sosyalizm çizgisi temelinde demokratik konfederal yapılanmayla Kürt ulusunun öz demokratik yönetimini ve birliğini geliştirmek, Kürt sorununun bulunduğu ülkelerde demokratik çözümü Özerk-Demokratik Kürdistan temelinde gerçekleştirmek, demokratik kurumlaşmayı sağlayarak ekonomik ve siyasi açıdan sömürge, askeri açıdan işgal ve kültürel açıdan soykırım altında olan Kürdistan üzerinde egemen devletlerin siyasi, ekonomik ve sosyal yaşamdaki rolünü sınırlandırıp demokrasiye duyarlı hale gelmelerini sağlamak, geri, toplumsal cinsiyetçi ve hiyerarşik-devletçi etkileri aşarak Kürt toplumunun özgür ve demokratik dönüşümünü gerçekleştirmek, kadın özgürlüğüne ve ekolojik bilince dayalı bir demokrasiyi geliştirerek toplum-birey bütünlüğünün birbirini güçlendirdiği komünal demokratik yaşamı kurmak, bölge halklarıyla Demokratik Ortadoğu Konfederasyonu hedefi temelinde ilişki ve dayanışma içerisinde olmak ve küresel emperyalizme karşı küresel demokrasiye ulaşmaktır.

PKK TÜZÜĞÜ


I.BÖLÜM: GENEL HÜKÜMLER



1-Örgütün adı, Partiya Karkerên Kurdistan (Kürdistan İşçi Partisi)’dır. Kısa adı PKK’dir.
2-Örgütün amblemi, yeşil şerit ile çevrili sarı güneş içerisinde kızıl yıldızdır. Bu amblemin ölçüleri belirlenmiş kırmızı zemin üzerine oturtulmasıyla Parti Bayrağı oluşur.
3-Örgütün amacı, demokratik, ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü toplum paradigması ve bilimsel-demokratik sosyalizm çizgisi temelinde demokratik konfederal yapılanmayla Kürt ulusunun öz demokratik yönetimini ve birliğini geliştirmek, Kürt sorununun bulunduğu ülkelerde demokratik çözümü Özerk-Demokratik Kürdistan temelinde gerçekleştirmek, demokratik kurumlaşmayı sağlayarak ekonomik ve siyasi açıdan sömürge, askeri açıdan işgal ve kültürel açıdan soykırım altında olan Kürdistan üzerinde egemen devletlerin siyasi, ekonomik ve sosyal yaşamdaki rolünü sınırlandırıp demokrasiye duyarlı hale gelmelerini sağlamak, geri, toplumsal cinsiyetçi ve hiyerarşik-devletçi etkileri aşarak Kürt toplumunun özgür ve demokratik dönüşümünü gerçekleştirmek, kadın özgürlüğüne ve ekolojik bilince dayalı bir demokrasiyi geliştirerek toplum-birey bütünlüğünün birbirini güçlendirdiği komünal demokratik yaşamı kurmak, bölge halklarıyla Demokratik Ortadoğu Konfederasyonu hedefi temelinde ilişki ve dayanışma içerisinde olmak ve küresel emperyalizme karşı küresel demokrasiye ulaşmaktır.
Bu amaç daha kapsamlı ve ayrıntılı olarak programda belirlenmiştir.
4-PKK, demokratik, özgür ve eşitçi topluma doğru dönüşmeyi esas alan bir programla, bu programdan çıkarı olan tüm toplumsal kesimleri ortak bir stratejiye bağlayan, başta sivil toplum örgütlenmesi olmak üzere çevreci, feminist, kültürel geniş bir örgütlenmeye ve eylem biçimlerine dayanan, meşru savunmayı ihmal etmeyen bir taktiği esas alan toplumsal hareketin kurmay örgütüdür.



II. BÖLÜM: ÖRGÜT ÜYELİĞİ


5-Parti kadrosu (üyesi), parti zihniyetini ve program esaslarını en iyi özümseyen ve tam bir coşku seli halinde pratiğe aktarmaya çalışan, kendini parti amaçlarına sınırsız inanç, kararlılık ve aydınlıkla bağlayan, iradesini parti iradesiyle en üst düzeyde bütünleştirmeye çalışan, örgüt yaşamına ve taktik uygulamaya bir organda sürekli katılan, kendini Apocu tarz, tempo ve üsluba ulaştırarak parti amaçları için ödünsüz, çıkarsız, derin coşku ve sonsuz fedakârlıkla yürüttüğü mücadele ile yoldaşlarına ve tüm topluma örnek olan kişidir.
Aktifleşmiş taraftar olan, partinin programla belirlenen amaçlarını benimseyen, toplumsal kuruluş çalışmalarında örgütlü bir biçimde yerini alarak demokratik konfederal sistemin örgütlendirilmesinde görev üstlenen, partiye dü-zenli ve sürekli maddi gelir sağlayan kişi parti sempatizanıdır.
Partiyi ve Önderliği seven, maddi ve manevi olarak gücü oranında destekleyen, Kürt halkının özgürlüğü ve demokratik konfederal sistemin kurulması için gücü oranında çalışan kişi Apocu taraftardır.
6 -Parti sempatizanları içinden kadro ölçülerine ulaşmak ve kadrolaşmak isteyen kişi, en az iki parti kadrosunun önerisiyle alandaki parti komitesi tarafından kadro adayı olarak görevlendirilir. Bu kişinin kadroluğu bir yıl içerisinde Parti Meclisinin onayıyla kesinleşir.
Kadro ölçü ve özelliklerini kaybeden ya da ağır disiplin suçu işleyen kişinin partiden çıkarılması, söz konusu alandaki parti platformunun kararı ve Parti Meclisi’nin onayıyla gerçekleşir. Parti kadroluğu görevlerini yerine getiremeyecek durumda olanların kadroluktan düşürülmesi de Parti Meclisinin kararıyla olur.
7- Parti Kadrosunun Görevleri:
a-Önder APO’nun yaşamını ve özgürlüğünü ahlaken ve vicdanen yaşam gerekçesi saymak ve bunu mücadelesinin merkezine almak.
b- Apocu çizgiyi ideolojik, politik, örgütsel ve kültürel düzeyde derinliğine özümsemek, yaşamsallaştırmak, bu çizgiyle çelişen her şeye karşı ideolojik ve örgütsel mücadele içerisinde olmak.
c- Programla belirlenmiş olan parti çizgisini ve amaçlarını hayata geçirmek için sonsuz fedakârlık, coşku, azim ve kararlılıkla çalışmak.
d- Parti Önderliği, Genel Koordinatörlük, Yürütme Komitesi ve Parti Meclisi tarafından belirlenen politika ve taktikleri tam bir disiplin halinde çalışarak hayata geçirmek.
e- Parti ölçü ve ahlakına göre yaşamak, en kutsal değer olan yoldaşlığın gereklerini yerine getirmek, halkın temel değerlerine saygılı olmak, parti itibar ve yetkisini doğru kullanmak.
f- Partinin büyük bedeller ödeyerek yarattığı maddi ve manevi değerleri, ülkenin ve halkın çıkarlarını yaşam ve mücadele felsefemize bağlı kalarak korumak.
g- Yer aldığı her çalışma alanında tamamlayıcı, çözümleyici olmak, salt yetkiye dayanmadan demokratik duruş içerisinde görev ve sorumluluklarını zamanında sahiplenerek, çalışma alanının özgünlüklerine ve parti ölçülerine göre çalışmak.
h- Mücadele içinde ortaya çıkan eksikliklerinin özeleştirisini vermek, örgüt yaşamı içinde ortaya çıkan her türlü yanlış eğilim ve pratiklere karşı yerinde ve zamanında eleştiri yapmak.
i- Partiye altı ayda bir düzenli rapor yazmak.
j- Tasfiyeciliğe, bozgunculuğa, idareciliğe, dengeciliğe ve kapitalist moderniteden kaynaklanan özelliklere karşı mücadele etmek.
k- Milliyetçiliğe, dinciliğe, cinsiyetçiliğe ve bilimciliğe karşı mücadele etmek.
l-Demokratik Konfederalizmin inşasında öncü rol oynamak.
8- Her parti kadrosunun:
a- Halka ve mücadeleye hizmet en temel yaşam felsefesi olduğundan azami hizmet etme,
b- Her düzeyde seçme ve seçilme,
c- Parti resmiyeti ve tüzük çerçevesinde özgürce değerlendirme yapma, düşüncesini ortaya koyma ve öneri sunma, katıldığı parti toplantı ve platformlarında tartışma ve karar süreçlerine katılma,
d- Eleştirilere karşı parti ahlakı ve kuralları içerisinde görüş belirtme, suçlamalara karşı da parti hukuku çerçevesinde kendini savunma,
e- Eğitim görme hakkı vardır.
9- Parti Kadrosunun Özellikleri:
a- Yurduna, insanına, halkına ve yoldaşlarına karşı büyük bir sevgiyle doludur.
b- Kadın kurtuluş ideolojisi temelinde toplumsal cinsiyetçiliğe karşı, özgürlükçü ve eşitlikçi bir yaşamı esas alır.
c- Apocu ahlakın, yaşam ve mücadele felsefesinin ve demokratik sosyalist değerlerin temsilcisidir. Sade, dürüst, onurlu ve mütevazıdır.
d- Bireycilikten uzak durarak komünal yaşamı esas alır, Halkın özlem ve umutlarına göre yaşar.
e- Parti değerlerine bağlı, ölçülü, kararlı, bilinçli, inançlı ve coşkuludur.
f- Üslupta, hitapta ve yaşam tarzında itici ve kaçırtıcı değildir, etrafa coşku yayar, çözüm ve çekim gücüdür.
g- Doğaya derin bir ekolojik bilinç temelinde tutkuyla yaklaşır. Doğa gibi tarih ve kültür değerlerini de varlığının bir parçası olarak görür.
h- Çalışmada planlı, duyarlı, kolektif, inisiyatifli, yetkin, emekçi, yaratıcı ve üretkendir. Esnekliği ve katılığı yerinde kullanır.
i- Kürdistan Devriminin gerçeği olan imkânsızlıklar ve zor koşullarda mücadele edip başarma tarzını esas alır.
j- Mücadelede öz güce dayanır, başarıdan başka bir seçenek düşünmeyen Apocu tarz, tempo ve üslubu esas alır. Umutlu, iradeli, azimli, cesur ve fedakârdır.
k-Araştırmacı, incelemeci ve sorgulayıcıdır. Kendini sürekli yenileyen ve derinleştiren bir eğitim ve öğrenmeyi esas alır.
l-Devletçi, iktidarcı ve her türden milliyetçi zihniyetten uzak durarak, demokratik ulus bilinciyle hareket eder.
m- Halkların özgür birliğini ve kardeşliğini savunur.
n- Demokratik kültüre sahiptir.
o-Duygu ve anlam gücüne dayanarak yaşar.


III.BÖLÜM: ÖRGÜT YAPISI

10- Partinin en yüksek teorik-ideolojik organı Parti Önderliğidir. Önderlik partinin felsefe, ahlak ve politikadan oluşan zihniyetini çizer, parti stratejisini belirler ve dönemsel politikaları oluşturur. Kongre kararları ile Yürütme Komitesi ve Parti Meclisinin kararlarını onaylar. Partinin örgütsel durumunu, Yürütme Komitesi ve Parti Meclisinin çalışmalarını gözetir ve denetler.
PKK, Abdullah Öcalan yoldaşı ve düşüncelerini kendi çizgisi ve Önderlik Kurumu olarak kabul eder.
11- Partinin en yüksek karar organı¬ kongredir. Parti kongresi seçilmiş delegelerin en az üçte ikisinin katılımı ile üç yılda bir toplanır. Önderliğin istemi veya Parti Meclisinin üçte ikisinin kararı ya da kadro sayısının üçte birinin istemiyle zamanından önce de toplanabilir. Yine Önderliğin istemi ve Parti Meclisinin üçte ikisinin kararıyla bir defaya mahsus olmak üzere en fazla bir yıl ertelenebilir.
Parti kongresine partinin bütün örgütlerinden seçilmiş delegeler katılır. Partinin bütün örgüt, komite ve temsilcileri güçleri oranında kongrede temsil edilirler. Bu temsil oranı, söz konusu örgütün kadro sayısı ve mücadelenin gelişim düzeyine göre Parti Meclisi tarafından belirlenir. Parti Meclisi üyeleri kongreye doğal üye olarak katılırlar.
Parti kongresi, partinin programını ve tüzüğünü kabul eder veya değiştirir. Partinin dönemsel politikalarını çizer. Parti pratiğini değerlendirir. Parti Meclisinin faaliyetlerini denetler. Parti Meclisi üyelerini seçer.
Önemli politik değerlendirme ve kararların gerektiği, ancak kongrenin toplanamadığı veya toplanmasına gerek görülmediği hallerde parti konferansları toplanabilir. Konferanslar Parti Meclisinin salt çoğunluğunun kararıyla toplanır. Politik-örgütsel durum değerlendirmesi yapar ve kararlar alır. Ancak Parti programını ve tüzüğünü değiştiremez, Parti Meclisi üyelerini seçemez. Ayrıca partiye bağlı örgütler de ihtiyaç halinde kendi konferanslarını yaparlar.
12-İki kongre arasında partinin en yüksek karar ve yürütma organı Parti Meclisidir. Parti Meclisi, kongre tara-fından genel oyla seçilen 35 üyeden oluşur. Faaliyetleri hakkında parti kongresine ve konferansına rapor sunar ve hesap verir. Kendi içinden Yürütme Komitesini seçer. Faaliyetleri Yürütme Komitesi tarafından düzenlenir ve yöneti-lir.
Parti Meclisi parti politika ve taktiklerini belirlemek, Önderlik ve kongre kararlarını hayata geçirmek, partiyi örgütlemek ve yönetmekle görevli ve sorumludur. Yılda bir salt çoğunlukla toplanır. Yürütme Komitesinin istemi veya kendi üye sayısının üçte iki kararı ile erken de toplanabilir veya toplantısını erteleyebilir. Yürütme Komitesi ile bir-likte kendini ideolojik, politik ve örgütsel görevlere göre işbölümüne tabi tutarak parti faaliyetlerini yürütür ve faa-liyetleri hakkında parti yapısını uygun biçimde bilgilendirir.
13-Parti Meclisi kendi üyeleri içinden on iki kişilik Yürütme Komitesini seçer ve Önderliğin onayına sunar. Yü-rütme Komitesi, Parti Önderliğinin teorik, politik ve örgütsel işlerden sorumlu olan yardımcılar kuruludur. Aynı za-manda Parti Meclisinin yürütme gücüdür. Kendini işbölümüne tabi tutarak çalışır. Üç (3) ayda bir salt çoğunlukla top-lantısını yapar. Önderliğe, Genel Koordinatörlüğe ve Parti Meclisine çalışmaları hakkında sürekli bilgi verir ve rapor sunar. Çalışmaları Genel Koordinatörlük tarafından koordine edilir.
14- Yürütme Komitesi kendi üyeleri arasından üç kişilik Parti Genel Koordinatörlüğünü seçer. Parti Genel Koor-dinatörlüğü, Yürütme Komitesi ve Parti Meclisi toplantılarına başkanlık eder. Bu kurumların ve tüm örgütlerin çalış-malarını koordine eder ve denetler. Yürütme Komitesinin toplanamadığı hallerde yürütmeye ilişkin gerekli kararları alır ve uygular. Parti örgütlerinden rapor alır ve onlara yön verir. Parti kadrolarının eğitime alınmasını ve temel ça-lışma alanlarında görevlendirilmesini düzenler.
15- Yürütme Komitesi ve Parti Meclisi parti merkez çalışmalarını demokratik konfederalizm içinde ideolojik, ör-gütsel, askeri ve mali alanlarda kendisini işbölümüne tabi tutarak yürütür.
İdeolojik Komite, kadro eğitimini, teorik çalışmaları, propaganda ve ajitasyon faaliyetlerini, sanat-edebiyat ça-lışmalarını ve ideolojik mücadeleyi örgütlemek ve yürütmekten sorumludur. Yürütme Komitesi ve Parti Meclisi üyele-riyle gerektiği kadar kadrodan oluşur. Yürüttüğü çalışmalara göre kendi alt örgütlerini oluşturur ve yönetir.
Örgütleme Komitesi, Kürdistan parçalarında ve yurtdışında demokratik konfederalizmi örgütlemekten sorumlu-dur. Ayrıca demokratik konfederalizm çizgisinde kadın ve gençlik örgütlenmesini gerçekleştirmekle de görevlidir. Bu görevleri yerine getirmek amacıyla Kürdistan parçalarında, temel yerleşim alanlarında ve yurtdışında parti komite ve temsilciliklerini örgütlemek ve yönetmekle görevlidir. İhtiyaca göre gerektiği kadar Yürütme Komitesi, Parti Meclisi üyesi ve parti kadrosundan oluşur.
Savunma Komitesi, meşru savunma çizgisinin örgütlenmesi ve pratikleştirilmesinden sorumludur. Bu temelde ge-rillanın ve öz savunmanın örgütlenmesini, eğitimini, donatımını ve yönetimini gerçekleştirmekle görevlidir. Yürütme Komitesi ve Parti Meclisi üyeleriyle gerektiği kadar parti kadrosundan oluşur.
Mali Komite, partiye aidat toplanması ve mali gelir sağlanması ile parti giderlerinin düzenlenmesinden sorumlu-dur. Yürütme Komitesi ve Parti Meclisi üyeleriyle gerektiği kadar parti kadrosundan oluşur.
Parti, ihtiyaca göre gerekli olduğu kadar merkezi kurum, kurul veya bunlara bağlı bürolar ve şubeler oluşturur. Kitle faaliyetlerini geliştirmek amacıyla oluşturulan değişik halk kesimlerinin kitlesel kol örgütlenmelerine öncülük yapar. Sendikalar, kooperatifler, göçmenler, çiftçiler, esnaf, işadamları birlikleri gibi örgütlenmelere gider.
16- Kürdistan parçalarında ve yurtdışında parti faaliyetlerini örgütlemek ve yürütmek üzere parça ve yurtdışı komiteleri örgütlenir. Bu komiteler kendi çalışma alanındaki hertürlü parti faaliyetini örgütlemek ve yürütmekle görevlidir. Parti Meclisinin birer alt komitesidirler ve Örgütleme Komitesine bağlıdırlar.
Çalışmalarını bölgesel, yerel ve temel parti komitelerini örgütleyerek yürütürler.
17- Ülkenin coğrafi, idari, ekonomik ve sosyal yaşam özelliklerine göre bölünmesinden oluşan bölgesel alanlarda parti bölge komiteleri veya temsilcilikleri örgütlenir. Bu komiteler sorumlu oldukları bölgede partinin tüm ideolojik, politik, örgütsel ve pratik çalışmalarını örgütlemek ve yürütmekle görevlidirler. Parça Komiteleri tarafından örgütle-nir ve yönetilirler. Kendi bölgelerinde parti çalışmalarını başarıyla yürütebilmek için, şehir veya mıntıka düzeyinde yerel komiteler örgütlerler.
18- Bir şehir veya mıntıkada parti çalışmalarını örgütlemek ve yürütmek üzere parti yerel komiteleri veya tem-silcilikleri örgütlenir. Yerel komiteler sorumlu oldukları alanda partinin tüm ideolojik, politik, örgütsel ve pratik ça-lışmalarını örgütlemek ve yürütmekle görevlidirler. Bölge komiteleri tarafından örgütlenir ve yönetilirler. Çalışmala-rını başarıyla yürütebilmek için, bütün yerleşim birimlerinde parti temel örgütlerini, yani parti komünlerini örgütler-ler.
19- Ülkenin köy, mahalle, işyeri, okul gibi temel yerleşim birimlerinde parti faaliyetlerini yürütmek üzere parti komünleri veya hücreleri örgütlenir. Parti komün ya da hücreleri bulundukları yerleşim birimindeki tüm halkı partinin demokratik komünal çizgisi doğrultusunda eğitmek ve örgütlemekle görevlidirler. İhtiyaç duydukları oranda kol ya da alt birim örgütleyebilirler. Parti komün ya da hücreleri parti yerel komiteleri tarafından örgütlenir ve yönetilirler.
20- PAJK kadın hareketinin öncü ideolojik kimliğidir. PKK, PAJK ile eşgüdüme dayalı çalışır. PAJK, PKK’yi de-mokratik konfederalizmin öncü kimliği olarak görür. PAJK, PKK’nin militanlık ölçülerinin yükseltilmesinden kendini sorumlu görür.
PKK içindeki kadın gücü özgün, özerk birlik olarak örgütlenir. Kadın kurtuluş çizgisinde öncülük misyonunun ge-reklerini yerine getirir. Kendini özgün olarak PAJK kimliğiyle tanımlar. PKK ve PAJK program ve tüzüklerini esas alır. PKK Parti Meclisinden yeterli sayıda kadın üye PAJK yönetiminde de yer alır.


IV. BÖLÜM: ÖRGÜTSEL İŞLEYİŞ

21- Partinin örgütlenme ve çalışma tarzında demokratik işleyiş esastır. Kadro, örgüt, alt komite, temsilcilikler, Parti Meclisi ve Yürütme Komitesi Önderliğe ve kongreye karşı sorumludur. Bütün çalışmalar demokratik katılım ve kolektif yönetim esaslarına göre düzenlenir. Çalışmalara katılımda özgür irade, gönüllülük ve katılımcılık esastır. Şematizm yerine işlevsel örgütlenme esas alınır. Görevlendirmelerde çifte temsil tercihe şayandır. Her parti örgü-tünün kendi alanında sorumlu ve inisiyatifli olması temelinde alt ve üst örgütler arasında rapor-talimat düzeni uygu-lanır. Partinin bütün yönetim organlarında istisnaî haller dışında seçimle göreve gelinir ve gidilir. Bütün üst yönetim organlarında kadın ve erkeğin en az yüzde kırk oranında temsilini esas alan cins kotası uygulanır. Sadece kadını ilgi-lendiren özgün konularda alınacak kararlarda kadın iradesi esas alınır.
22- Partide örgütsel işleyiş rapor ve talimat esasına göre düzenlenir. Üst örgütler alt örgütlere yerinde ve za-manında gereken talimatları verirken, alt örgütler de sürekli ve düzenli olarak üst örgütlere rapor sunarlar. Talimat yerine getirilmesi gereken görevleri belirlerken, rapor da yürütülen faaliyet hakkında sistemli bilgi, görüş, değer-lendirme ve önerileri içerir. Aynı zamanda parti içi aleniyetin en etkin yollarından biridir. Rapor ve talimatlar düzenli ve anlaşılır biçimde ifade edilir. Zamanında talimat ya da rapor vermeyen örgütler temel bir parti görevini yerine getirmemiş sayılırlar.
23- Örgütlü kolektif çalışmanın en etkili yöntemi toplantı düzenidir. Bütün parti örgütleri, zamanında toplantı yaparak faaliyetlerini değerlendirir ve yapılacak görevleri kararlaştırır. Zorunlu bir gerekçe olmadıkça toplantılar ertelenemez. Toplantılar sistemli, parti kültürüne, demokratik işleyiş esaslarına uygun ve sonuç alıcı tarzda yapılır. Her toplantının ortaya çıkardığı sonuçlar üst örgütlere rapor edilir. Parti içi aleniyet ilkesi esas alınır. Her üye çağrılı olduğu toplantıya katılmak zorundadır. Üst üste iki toplantıya mazeretsiz katılmayan üye temel bir parti görevini yapmamış sayılır.
24- Eleştiri ve özeleştiri, parti içi mücadelenin en etkili yoludur. Eleştiri diyalektik tarza uygun olmayanı açığa çıkarıp gidermeyi amaçlarken, özeleştiri ise diyalektiksel gelişmeye denk düşmeyen başarısız düşünce, tasarı, tavır ve hareketlere son verip doğru olan düşünce ve pratiğe bağlanmayı ifade eder. Özeleştiri insanın kendi zaaflarına, yetmezliklerine, yanlışlıklarına karşı yürüttüğü savaştır. Her parti kadrosu eleştiri ve özeleştiriyi bireysel ve partisel gelişmenin en temel silâhı olarak kullanmayı bilir. Parti teorisi ve yaşamına uygun olmayan anlayış ve davranışlara karşı eleştirel olurken, özeleştiriyi de bireysel parti eğitiminin en temel silâhı yapar.
25-Parti disiplinini ihlâl etmek, tüzük hükümlerini uygulamamak, parti çizgisine ve kongre kararlarına aykırı ko-nuşmak veya propaganda yapmak, parti karar ve talimatlarını uygulamamak veya meşruiyetine gölge düşürmek ya da başarısız olmak, kadro özelliklerine ters davranmak, parti yaşamını ve resmiyetini ihlal etmek, parti sırlarını açıkla-mak, değer ve imkânlarını korumamak parti suçudur.
Parti disiplin suçunu işleyen kişilere, işlenen suçun durumuna göre uyarı, kınama, görevini sınırlama, görevden alma, kadroluktan düşürme, geçici ihraç ve partiden atma cezaları verilir.
Disiplin suçları parti soruşturma komisyonları ve parti platformlarınca yargılanarak karara bağlanır. Kadroluktan düşürme, geçici ihraç ve partiden atma cezaları Parti Meclisinin onayı ile kesinleşir.
26 Ağustos 2008
PKK 10. KONGRESİ

Sömürgeciliğin Kalbi Ankara'dan, Kürdistan'ın Kalbi Diyarbakır'a
İlk defa PKK adıyla bu büyük sorumluluğu Diyarbakır'da yoğunlaşarak ve Kuruluş Bildirisini hazırlayarak aldık. Biliniyor, Manifesto’yu da 1978'in Temmuz'unda, ilk on günde ben hazırlamıştım. Kuruluş Bildirisini de kışa doğru hazırladık.
Önder Apo’nun PKK Kongresine Raporu
Ben her zaman kendi özgücümüze dayanarak politika yaptım. Benim nasıl politika yaptığımı bilmiyorsunuz. Herkes kendi özgücüne dayanarak politika yapsın. PKK’ye gelenler de bu temelde gelmeliler. Ben kimseye zorla PKK’ye gel, bu işe gir demiyorum ki! Ama geleceklerse de kendine yeterli olmalılar.
PKK Davası (Mahkeme Tutanaklarından)
Ben Kürdistan’da bağımsızlık ve demokrasiye öncülük etmekte olan Partiya Karkeren Kürdistan örgütünün bir üyesiyim. Başından beri bu hareketin faaliyetlerinde bulundum, daha grup aşamasındayken çalışmalarına katıldım ve partileşme sürecinde yine fiilen çalışmalara katıldım, kuruluş toplantısında bulundum. Daha sonra Partinin Merkez Komitesine seçildim. Partinin Merkez Komitesi üyesiydim, doğrudur.
PKK Tarihi » Diğer Yazılar


PKK Programı- Birinci BölümTarihe Damgasını Vuran PKK'nin Kuruluş Öyküsü...PKK Programı - GirişSömürgeciliğin Kalbi Ankara'dan, Kürdistan'ın Kalbi Diyarbakır'aAnlamın Ve Hissin Yarattığı İnsan ÖNDER APOÖnder Apo’nun PKK Kongresine RaporuPKK Davası 2 (Mahkeme Tutanaklarından)PKK Davası (Mahkeme Tutanaklarından)


2010 © Partiya Karkerên Kurdistan (PKK)

Heval

Kurdish Music