Bayık'tan PKK kadrolarına çağrı

PKK kurucu üyelerinden ve PKK Meclis Üyesi Cemil Bayık, PKK kadrolarına çağrı yaparak, 'Kadrolar halkın eleştirilerini ve uyarılarını ciddiye almalı. Halka yeniden buluşmalı, duruşuyla, çalışmasıyla, hizmetiyle halkın gönlünü fethetmesi, kendisini affettirmeli' dedi. 10. PKK kongresinde alınan kararlar, yeni dönemin siyasal ve örgütsel çalışmaları, PKK örgütlenmesi konusunda Bayık ANF'nin sorularını yanıtladı.

PKK kadrosu halkın eleştirisini ciddiye almalı

PKK kadroları sistemi örgütlemek için ne düzeyde hazırdır?

PKK kadrolarında hala devletçi uygarlığın ve özellikle de kapitalist modernitenin ve versiyonu olan reel sosyalist zihniyetin, bunun yarattığı kültür, ahlak ve kişilik ölçülerinin etkili olduğu bir gerçektir. Bu, Önderlik çizgisine girmeyi, bu çizgide yürümeyi, başarılı olmayı engelleyen en temel etkendir. Hızla bunun aşılması gerektiği çok nettir ve 10. kongremizin en önemli kararlarındandır. 10. kongre ile PKK kadrosunun Önderlik zihniyetinden derinleşmesinin tedbirleri geliştirilmiştir. PKK çözüm demektir ve çözüm yeridir. PKK kadrosu demek çözüm gücü olmak demektir, bunda ısrarlı olmaktır. Kürdistan halkı Önder Apo'ya, PKK'ye, militanlarına her şeyini vermektedir. Bu halk bütün hakaretlere, saldırılara, tutuklama, işkence, katliamlara aç bırakılmaya rağmen ayakta ve tüm imkanlarını sunmaktadır. Halkımız önderlikten, çizgiden, onun militan ölçülerinden, kültür ve ahlakından, kişiliğinden kopanları eleştirip uyarmaktadır. Hatta tavır almaktadır. Birçok alanda 'biz sizde eski PKK ruhunu, militanlığını görmüyoruz. Biz eski PKK'lileri istiyoruz' demektedir. Kadronun bundan sonuç çıkarması gerekir. Eğer halk bu eleştiriyi, uyarıyı yapıyorsa bizde Önderlik ruhunu, Kemal Pir, Beritan, Zilan ruhunu göremediği için, bunu görmek istediği için bu eleştiri ve uyarıyı yapmaktadır. Onun için PKK kadrosunun halkın bu eleştiri ve uyarısını ciddiye alması, halkla tersliğini, kopukluğunu gidermesi, duruşuyla, çalışmasıyla, hizmetiyle halkın gönlünü fethetmesi, kendisini affettirmesi gerekiyor. Bu aynı zamanda kongremizin bir kararıdır. Her PKK kadrosunun bu kararın gereklerine göre kendisini düzenlemesi gerekiyor.

Dört temel örgütlenme

KCK sisteminin temel örgütleme ayakları nelerdir?

Önder Apo geliştirdiği sistemin hangi ayaklara dayanması gerektiğini de çok net bir biçimde ortaya koymuştur. Bunun için temel dört örgütlemeye dikkat çekmiştir. Bunlar her yerde siyaset akademilerinin kurulması, kent meclislerinin kurulması, demokratik toplum kongresinin kurumlaşarak çalışması ve yine her yerde kooperatiflerin kurulması şeklindedir. Kadro önderliğin belirttiği bu dört ayağı esas alarak pratikte örgütlemeyi geliştirmesi gerekiyor. Eğer kadro buna öncülük yaparsa, halkı buna çekebilirse sistem örgütlenir ve halklar açısından bir alternatif sistem düzeyine ulaşabilir. Aksi taktirde bir düşünce olarak kalabilir, pratikleşmeyen, pratikte gerçekleşmeyen bir düşünce en iyi düşünce olsa da bir değerinin olmadığının bilinmesi gerekir. PKK kadrosu 10. kongrenin geliştirdiği eleştiri-özeleştiri, düzeltme bu temelde netleşme, kararlaşmaya dayanarak sistemi hızla örgütlemeye girişmelidir.

Meşru savunma savaşını gerilla ve serhıldan ayaklarını oldukça yaratıcı geliştirmesi zorunludur. Meşru savunma savaşı gerilla ve serhıldan cephesinden yürütülmedikçe ve bunda başarılı sonuçlar ortaya çıkarılmadıkça KCK sisteminin yine sağlıklı örgütlendirilemeyeceği bilinmek zorundadır. Önder Apo'nun özgürlüğünün ve Kürt sorununun demokratik özgürlükçü çözümünün de KCK sisteminin geliştirilip yetkinleştirilmesi ile bağlantılı olduğunu, her PKK kadrosunun bilmesi, iliklerine kadar yaşaması ve bunun gereklerini bütün bilinci ve yüreğini ortaya koyarak gerçekleştirmesi gerekiyor.

PKK kadrosu kendisini kapitalist modeniteden koparmada nasıl bir yol ve yöntem izleyecek, mücadelesini hangi noktalarda yoğunlaştıracak PKK'li kadronun bu noktada yaşadığı temel sorun nedir?

Varolan sistem içinde alternatif sistemi düşünmek, geliştirmek ve bunda başarılı olmak çok da kolay bir iş değil. Öncelikle kişiliğimizde ve toplumda moderniteyi iyi çözümlemek, bu açıdan çok önemlidir. Eğer varolan sistem içersinde erimek istemiyorsak yine alternatif sistemimizi geliştirmek istiyorsak bunun yolu tamamen genelde devletçi, iktidarcı sistemden özelde de kapitalist moderniteyi esas alan sistemden her yönüyle kopmak, bunu iyi çözümlemek, kendimizde çözümleyerek toplumda çözümlemeyi geliştirmemizle bağlantılıdır. Bu yapılmadan bırakalım hakim sistemin alternatifini geliştirmeyi, eriyip yok olmaktan kendimizi kurtaramayız. Bugün kapitalist sistemin insanlık için artık bir felaket olduğu giderek daha çok tartışılmaktadır. Bugün post modernistlerde modernizmi tartışıyor ve eleştiriyorlar. Çünkü kapitalist sistemin iflas ettiğini görüyor ve bunun için eleştiriyorlar. Bununla bir çıkış yolu bulmaya çalışıyorlar. Ama çözüm noktasında fazla bir çözüm geliştiremiyorlar. Sistem bu eleştirilerden de yararlanarak kendini yenileme çabası sürdürüyor. Oysaki Önder Apo ise sadece eleştirmekle yetinmiyor çözüm yollarını da çok net ve güçlü olarak geliştirip ortaya koyuyor. Önderliğin bunlardan farkı özellikle de buradadır.

Kadronun içine düştüğü yanılgı

Önderliğinizin yeni savunması bilinçte güçlü bir yenilenme ve felsefi düzeyde bir aşamayı ifade ediyor. Yeni savunma, kadro da nasıl bir açılım sağlar?

Birçok kadromuz Önderliğin okuduğu kitapları okuyarak çizgiyi anlayacağını sanıyor, bu yanılgıyı yaşıyor. Dolayısıyla da önderlik çizgisini kavrayamıyor, giremiyor, post-modernistlerin etkisi altında kalıyor ve yanlışlara, sapmalara düşüyor. Önderlik çizgisini, sistemini geliştirirken belki bu post modernistlerden yararlanıyor, başkalarından da yararlanıyor ama sadece yararlanıyor. Bunun iyi anlaşılması gerekir. Kitapları okunarak çizginin, önderliğin kavranamayacağı, ancak önderlik mantığına girilirse çizginin doğru kavranacağını bilmemiz gerekiyor. Önder Apo'nun savunması tamda bir bilinç patlamasıdır. Kadronun görevi bunu kavramak ve kavratmaktır. Pratikte görevlerini yerine getirmektir. Bu Kürtlerin kazanması ve Ortadoğu'yu giderek tüm insanlığı etkilemesi demek olacaktır. İnsanlığın özgürlük, demokrasi, eşitlik, adalet hayallerini ve bunun gerçekleştirme mücadelesi büyük bir kalkışı yaşamaya itecektir.

Kapitalist modernizmin bugün itibariyle Kürdistan'a, Kürt bireyine yansıması nasıldır?

Bugün insanlığın temel sorunlarının nedeni olarak neolitikten sapma görülüyor. Devletçi, iktidarcı toplum sisteminin esas alınması olarak tespit ediliyor. Köleci toplum, feodalizmle derinleştirilmiş, kapitalizmle bu daha da derinleştirilerek zirvesine ulaştırılmıştır. Kapitalizm bu açıdan köleliğin en derinleştirilmiş biçimdir. İnsan olmak kölelikten utanç duymayı, buna öfke duymayı gerektirir. İnsanın karakteri hiçbir zaman köleliği kabul edemez. Esas karakteri özgür yaşamadır. Özgürleşme, eğer kölelikten utanç duyulur ve büyük öfke patlaması yaratılırsa gelişebilir, yaşanabilir. Aksi taktirde özgürleşme gelişmez ve yaşanamaz. Özgürleşmeye aşk düzeyinde bağlanmak, tüm yaşamını buna göre düzenlemek, buna hizmet etmeyen her türlü yaşamı reddetmek gerekir. Eğer özgürleşmeye bu düzeyde bağlanılmaz ve gerekleri pratikte yerine getirilmezse özgürlük adına geliştirilecek her hareket özgürlüğü değil köleliği, köleliğin başka bir biçimini geliştirecektir.

Modernite toplumsallığa, insanlığa, insana saldırıdır. Toplumsallığı sağladığı ideolojik ve kültürel kuşatma ile dağıtmadır. Bireyciliği kışkırtma, tanınmaz hale getirmedir. İnsanı insan olmaktan uzaklaştırmadır. Bu toplum ve bireyin param parça edilmesidir. Parçalanan toplum ve bireyde her hangi bir başarının yaşanamayacağı bir gerçektir. Kürdistan'da kapitalizm ve sömürgeci sistem toplumu ve Kürt bireyini param parça etmiştir. Kürt bireyciliği kışkırtılmıştır. Kürt toplumsallığı dağıtıldığı ve Kürt bireyciliği kışkırtıldığı için Kürt toplumu ve insanı tanınmaz hale getirilmiştir. Bu tamamen devletçi sistemin yarattığı bir sonuçtur. Kürt bireyciliği devletçi sistemin en tortu biçimidir, tamamen tanınmaz haldedir. Buna Önder Apo PKK çıkışıyla müdahalede bulunmuştur. Hem de büyük ve tarihi bir müdahaleyi gerçekleştirmiştir. Eğer Kürdistan da Kürtlük adına, insanlık adına değerler ortaya çıkarılmışsa, Kürt toplumu ve bireyi yeniden tanımlanmışsa bu tamamen Önder Apo'nun müdahalesiyle gerçekleştirilmiştir.

İdeolojisizleşme insan ve toplum olmaktan çıkmaktır

Kapitalist modernite ideolojiler çağının artık sona erdiğinin propagandasını sürekli yapıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Moderniteye dayanan kapitalist sistem ideoloji döneminin aşıldığını, ideolojinin anlamsız olduğunu yoğunca dillendirerek toplumları ideolojisizleştirmeyi hedeflemektedir. İnsanın, toplumun ideolojisiz yaşayamayacağı bir gerçektir. İdeolojisizleşmek insan ve toplum olmaktan çıkmaktır. İnsanlığını, özgürlüğünü kaybetmektir. Kapitalist modernite bu ideolojisizleştirmeyle insanı insan olmaktan, toplumu toplum olmaktan çıkarıp istediği gibi bir insan ve toplum şekillendirmek istemektedir. Sistem varlığını buna dayandırmak istemektedir.

Kapitalizm bugün en büyük saldırısını ideolojik alanın yanı sıra kültürel alanda gerçekleştiriyor. İnsanlığı kuşatma altına alıyor. Yürüttüğü saldırıyla tamamen insanlığı bitirmek istiyor. Bu kültürel saldırı da üç temel öğeyi esas alıyor. Seksi, sanatı ve sporu. Bu üçü de toplumu ve bireyi metalaştırıp pazara sürerek düşürmeyi amaçlıyor. Sistemin geleceğini bu temelde kurtarmak istiyor. Kadına saldırıyor, kadını metalaştırıyor, satılmadık bir yerini bırakmıyor, her şeyini pazara sürüyor. Tarihte hiçbir dönemde kadın kapitalist sistem de düşürüldüğü kadar düşürülmemiştir. En dibe düşürülmüştür. Yine sanat bir meta gibi piyasaya sürülmekte, sanatın işlevi bitirilmekte, özü katledilmektedir. Sanata yüklediği işlev güzellikleri, yeniliği, yaratıcılığı, özgürlüğü ortaya çıkarma değil tüm bunları tamamen öldürme temelindedir. Özellikle eğlence sektörünü geliştirerek hem maddi kazanç elde etme hem de insanları özünden boşaltmaktadır. Sporu yine bir ticaret endüstrisine dönüştürerek insanı, toplumu uyuşturmaktadır.

Sistem ideolojik ve kültürel saldırıyla, özellikle de kadına saldırılarıyla birey ve toplumda ahlaki çöküntüyü yaratarak birey ve toplumu teslim almakta, istediği gibi şekillendirerek sistemini sürdürmektedir. Kapitalizm insanlığı tarihinden ve toplumdan kopararak tümüyle köksüzleştirmekte belleğini yüreğini karartmakta, düşünemez hale getirerek, istediği gibi şekillendirmekte ve tümüyle sistem içine çekip yönetmeye çalışmaktadır. Önder Apo hiçbir zaman sistem içi bir kişilik olmadı. Olmamasının temelinde yatan da daha ilk çıkışında hakikati kendisine esas alması, sürekli hakikat peşinde koşması ve sürekli özgürlük arayışı içerisinde olmasındadır. Eğer önder Apo doğuşunda hakikati arama, bu temelde özgürlüğe ulaşmayı kendisine esas almasaydı, yine toprağa, halka, yoldaşlara, insanlığın demokratik özgür komünal değerlerine bağlılığı esas almasaydı, özgürlüğe tutku düzeyinde bağlanmasaydı, devletçi sisteme özelde de kapitalist sisteme teslim olmaması mümkün değildi. Eğer devletçi toplum sistemini yaşamadıysa, giderek onun etkilerinden kendisini arındırarak onu aştıysa, alternatif sistem arayışını geliştirdiyse bu tamamen devletçi sisteme, kapitalist sisteme teslim olmamayı, köleliği reddetmeyi esas almasından ötürüdür. Dikkat edilirse Önder Apo da birkaç doğuş gerçekleşmiştir. Birinci doğuş, ikinci doğuş ve en son İmralı da üçüncü doğuş. Eğer Önder Apo hakikati, bu temelde özgürlüğü esas alarak kilitlenmeseydi, tüm yaşamını buna göre düzenleyerek mücadelesini bu temelde yürütmeseydi yeniden doğuşları gerçekleştiremezdi. Kapitalist sistemin kirinden-pasından kendini arındıramaz, onun alternatifi bir mücadeleyi yürütemez ve yedeğine hizmetine düşmekten de kendisini kurtaramazdı.

Hakikatin özü insanı esas almak, insanı tanımak, kendini tanımak özgürleşmeyle buluşmak demektir. Bu, evreni, evreninin bir parçası olan insanı anlamak demektir. Ancak kendini bilende özgürleşme gelişebilir. Kendini bilmeyen özgürleşemez, özgürlük mücadelesi yürütemez. Önder Apo hiçbir zaman devletli toplum sisteminin ne kişiliğini esas aldı ne adamı olmayı kabul etti. Bu sistem içerisinde doğduğu için sistemin etkilerini yaşadı, ama hakikat arayışı ve özgürlüğü esas aldığı, buna tutku düzeyine bağlandığı için devletli sistemin etkilerini aşmaya ve kendi sistemini yaratmayı başardı.

Genelde devletli toplum sistemine, özelde de kapitalist sisteme öfke duymamak onu yaşamaktır, onu yaşamak da ahlaksızlığı yaşamaktır. Bu da insanlığını, özgürlüğünü kaybedip köleleşmektir, köleliği yaşamaktır. PKK kadrosunun öncelikle Önder Apo'nun felsefesini ve ideolojisini anlaması gerekir. Kendini devletli toplum sisteminin zihniyetinden kurtarması, özellikle de moderniteden kopması, onu aşması gerekir. Tarihin sapması olan devletçi uygarlık sisteminden, zihniyetinden arınarak kadın özgürlüğü, ekolojiye dayalı demokratik bir toplumu hedeflemesi, bu temelde bunun bilincini yaşaması, büyük pratikleşmesi gerekir. İnsan ve toplum yaşamının sorunlarını demokratik komünalizmle çözmesi için büyük bir mücadele yürütmesi gerekir. Devletçi sistemin örgüt, yönetim, eylem, siyaset, yaşam, kültür, ahlak ve kişiliğinden kendini kurtarması Önder Apo'nun geliştirdiği kişiliği, yaşamı, ahlak ve kültürü kendisine esas alması, buna ulaşmak için büyük bir mücadele yürütmesi gerekir.

Kapitalist modernite insanlığa felaketi yaşatmaktadır

Kapitalist modernite insanlığın bağını toplumsallık ve tarihten kopararak, toplum ve bireyi köksüz ve belleksiz bırakarak hiçleştirmektedir. Hatta hiçleştirmenin de ötesinde tanınmaz hale getirmekte, insanlığından uzaklaştırmaktadır. Ve bununla da insanlığa bir felaketi yaşatmaktadır. Mantığında azami kar elde etme olduğu için her şeyi pazara sürmekte, pazarlanmayan, satılmayan hiçbir şey bırakmamaktadır. Bu da her türlü ahlaksızlığı, ahlaki çöküntüyü ortaya çıkarmaktadır. Toplum ve birey bu temelde yıkıldığı için, böyle bir toplum ve bireyi yönetmek, yönlendirmek çıkarları temelinde kullanmak oldukça kolaylaşmaktadır.

PKK kadrolarının modernitenin, postmodernizmin yaşam, ahlak, kültür anlayışından kopmaları gerekiyor. Ama maalesef bazı kadrolarımızda modernizmin ve post modernizm etkilerinin güçlü olduğunu, özenti duyduğunu, yer yer bunu yaşamak için çaba gösterildiğini, teşvik edildiğini görüyoruz. Düşüncesi PKK'li yaşamı ise modernist olanların PKK kadrosu, Önder Apo'nun yoldaşı olamayacağı çok nettir. Önder Apo'nun gerçek yoldaşları, PKK'nin gerçek militanları düşüncesi ile yaşamı bir olandır. Özellikle yaşamında sade ve dürüst olandır. Halka ters düşmeyendir. Biçimselliğe önem vermeyendir. Modernite tamamen biçimciliği, süslenmeyi öne çıkarmakta, bir gösteri toplumu, bir gösteri insanı yaratmaktadır. Yarattığı bir sirk olayıdır. Nasıl ki sirklerde hayvanlar oynatılıyorsa modernizm de biçimcilikle, süslemeyle, aldatmayla insanlığı adeta sirklerde oynatmaktadır. PKK kadrolarının bu gerçeği görmesi gerekiyor.

Hiçbir PKK kadrosu modernitenin kişiliğini, yaşamını, kültür, ahlak ve ölçülerini kendisine esas alamaz. Aksine bütün bunlarla kıyasıya bir mücadele yürütmesi gerekiyor. Tamamen doğal toplumu, onun demokratik komünalizmini, kadın özgürlüğünü, ekolojiyi kendisine esas alarak demokratik bir bireyi, toplumu kendinde yaratmayı esas alması gerekiyor. Demokratik özgürlükçü toplum zihniyetini, bu zihniyetin meşru savunma anlayışını esas alarak özgürlüğe aşk düzeyinde bağlanması gerekiyor. Eski paradigma ile yeni paradigma arasında bocalamaması, kalmaması tamamen yeni paradigma temelinde kendini köklü yenilemesi gerekir. Bütün devletçi uygarlık sisteminin zihniyetinden tutalım kişiliğine kadar kendisini bu temelde arındırması gerekir. Çekici ve etkileyici bir kişilik durumuna gelmesi gerekir. İşte 10. kongremiz bunun kararlaşmasıdır. Bunun bütün tedbirlerinin alınmasıdır. PKK ortamında ve kadrosunda ki komploya bağlı olarak tasfiyeciliğin geliştirdiği modernizme özenme, yine onun anlayışlarını tümüyle ortadan kaldırma, bununla büyük bir mücadele verme kongresidir. Önder Apo çok açıkça öz eleştirimi genelde devletçi sistemden kopuş, özelde de kapitalist sistemden kopuşla geliştirdim demiştir. Önderliğe bağlı olduğunu söyleyenler, yoldaşı olduğunu, yoldaşlık yapmak istediğini söyleyenler önderliğe lafta değil esasta bağlı olmalılar.

PKK kadrolarına çağrı

10. kongreniz Kürdistan özgürlük mücadelesine, kadro ve halk yapısına yeniden partileşme ve mücadeleyi yükseltmede nasıl bir perspektif sundu?

İdeolojik ve örgütsel mücadele yoğunlaştırılacaktır. Özellikle de kapitalist moderniteye, onun zihniyetine, ondan kaynaklı kültür, ahlak, yaşam ve kişiliğine karşı mücadele yoğunlaştırılacaktır. Çünkü bu mücadele bu noktada yoğunlaştırılmadıkça komployu, inkar-imha siyasetini boşa çıkarmak mümkün değildir. Yine bütün bu çabalara, emeğe rağmen ortaya çıkarılan değerleri korumak mümkün değildir. PKK insanlığa, insanlığın değerlerine, onun özüne bağlı olan bir harekettir. İnsanlığı özünden uzaklaştıran, koparan, toplumu düşüren, her türlü anlayışla mücadele etme, insanlığı yaşatma, insanlığı büyütme PKK'nin varlık gerekçesidir. Her PKK kadrosu, PKK'nin hedefini, çizgisini kendisine esas almak zorundadır. Başka türlü PKK'li olunamayacağı anlaşılmalıdır.

Bu vesileyle PKK kadrolarına çağrım olacaktır. Bütün PKK kadroları kongre çizgisini, ruhunu, yarattığı düzeyi, ortaya çıkardığı sonuçları iyi kavramalı ve bu temelde pratikleşmeli ve başarılı olmalıdır. Başarının yolu tamamen buradan geçmektedir. Buna ters tutum ve davranışların kabul görmeyeceği bilinmelidir. Bu anlamda eski aşılmıştır, eski bir daha yaşanmayacaktır. Hiçbir PKK kadrosu kendine göre PKK'liliği yaşamayacaktır. Bütün kadrolar PKK'yi PKK gibi yaşamayı esas alacaktır. Yine çeşitli nedenlerle gevşemiş, geriye düşmüş, hatta bir biçimde kopmuş olanlara da çağrım vardır. 10.kongrenin geliştirdiği kararlardan güç almalı, tekrar özeleştiri vererek kendilerini parti ve halka kabul ettirmeli, parti ile birleşmelidirler. Emeklerine, geçmişlerine, bu tarzda doğru sahiplik yapmalıdırlar. Değerlerle ters, emekleriyle ters düşmüşlerdir, bunu hızla düzeltmeleri gerekir.

Kürdistan halkına çağrı

Kürdistan halkına da çağrım olacaktır. Halk hep eski PKK'lileri görmek istiyoruz diyordu. Bu yönlü eleştiri ve uyarılar yapıyordu. 10. kongre halkımızın bu istemini yerine getirmiştir. Buna uygun davranmayanları, bu eleştiri ve uyarıları ciddiye almayanları, kendilerinde ısrar edenleri ortamının dışına atmalıdır. Bu, Önderliğe, PKK'ye, yürüttüğü mücadeleye, ortaya çıkardığı değerlere bağlılığın gereğidir. 10. kongremiz Önderliği özgürleştirme ve Kürt sorununu çözmeyi hedeflemiş ve bütün çalışmalarını yürütmüş, bu temelde kararlaşmalara gitmiştir. Bütün PKK kadrolarının ve halkımızın bu hedefi gerçekleştirmek için yüreğini, bilincini ortaya koyması, tüm enerjisini harekete geçirmesi gerekiyor. Bu, Önderliğin özgürleştirilmesi Kürt sorununun demokratik çözümü demektir. Önderliğin İmralı sisteminde yaşatılması Kürt halkının bu sistemde yaşatılması demektir. İmralı işkencesi bir halkın yaşadığı işkence demektir. Bu açıdan artık bu işkenceyi yaşamak istemiyoruz. Buna son vermek istiyoruz. Bunun için de Önderliğin özgürleştirilmesini Kürt sorununun demokratik çözümünü gerçekleştirmek için her şeyimizi ortaya koymamız gerekiyor. Eğer 10. kongrenin ruhuna, çizgisine, kararlarına doğru, yeterli sahiplik yapılırsa, bu temelde pratik geliştirilirse önümüzdeki hedefin gerçekleşmemesi için her hangi bir neden yoktur.

İnkar ve imha siyasetinden vazgeçilsin

Bu vesileyle çeşitli güçlere de çağrım olacaktır. İnkar, imha siyasetinden artık vazgeçmeleri gerekir, yine PKK'siz, Önder Apo'suz Kürt çözümünden vazgeçmeleri gerekir. Önder Apo'nun çözüm için önerdiği makul istemleri kabul edip diyolağa gelmeleri gerekir. Bu makul istemleri başka bir hareketin geliştiremeyeceği de bilinmek zorundadır. Önder Apo'nun geliştirdiği çözüm halkların yararına olan, herkesin yararına olan bir çözümdür. Önder Apo'dan ve PKK'den daha makul bir çözüm gücü ortaya çıkarmak mümkün değildir. Eğer Önder Apo'suz ve PKK'siz Kürt çözümünden, inkar ve imha siyasetinden vazgeçilmezse bu politikalarda ısrar edilirse PKK ve Kürt halkı buna karşı koyacaktır. Asla boyun eğmeyecektir. Hiç kimse PKK'yi teslim alamayacaktır. Hiç kimse PKK'yi etkisiz kılamayacaktır. Çünkü PKK ve Kürt halkı ya Özgürlük ya Özgürlük dışında bir şeyi kabul etmeyeceğini, gerekirse bunun için her şeyini ortaya koyacağını, tek bir ferdi kalıncaya kadar bu uğurda mücadele edeceğini çok net bir biçimde defalarca ortaya koymuştur. Artık bunun anlaşılması gerekiyor.

Kürtler dilleriyle, kültürleriyle özgürce yaşamak istiyor

Sonuç vermeyen, zarar veren tüketen bu politikalardan artık vazgeçilmelidir. 10. kongremizin uluslar arası güçlere ve sömürgeci güçlere çağrısı bu temeldedir. PKK ve Kürt halkı herkesten daha çok özgürlüğe susamıştır. Bunun bilinmesi gerekiyor. Eğer Kürt halkının iradesi kabul edilir, Kürt kimliği tanınır, Kürtlerin kendi kimlikleriyle siyaset yapma özgürlüğü önündeki engeller kaldırılır, dil ve kültürlerini serbestçe geliştirmeleri engellenmez ve bunlar anayasal güvenceye kavuşturulursa PKK'nin hiç kimseyle bir kavgası olmayacaktır. PKK ve Kürt halkı her halk gibi kendi kimliğine sahip olmak istiyor, diliyle, kültürüyle yaşamak istiyor, serbestçe örgütlenip kendini ifade etmek ve siyaset yapmak istiyor. Bu da en doğal hakkıdır. Bu hiç kimseyi parçalamıyor, kimseye zarar vermiyor. Onun için PKK çıkarlarımızı tehlikeye atıyor, bizi parçalıyor gibi aldatmalardan da artık vazgeçmek gerekir. Kürt sorununun demokratik adaletli çözümüne gelmek gerekiyor. Bunun için de Kürt halkının iradesi olan Önder Apo ile diyaloga geçmek, bu sorunu çözmek gerekiyor. Türkiye'nin de Ortadoğu'nun da istikrarı buradan geçiyor. Bu olmadan istikrarın sağlanamayacağı Kürt halkının, onun evlatlarının özgürlük için sonuna kadar direneceğini bilmek gerekiyor.

Ben bu temelde PKK'nin 10. kongresinin halkımıza, PKK militanlarına, demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren tüm halklara başarı getireceğine inanıyor ve onları kutluyorum. Önder Apo'ya özgürlük savaşçılarına halkımıza, şehitlerimize olan bağlılığımı yineliyor, saygılarımı sunuyorum.

MEDYA SAVUNMA ALANLARI / ANF

HALİT ERMİŞ

0 yorum:

Heval

Kurdish Music